“Evet, lisansımı edindim, BDÇ’mi (bilgisayar destekli çeviri programları) büyük umutlarla bilgisayarıma kurdum, eğitim cdsini izledim, zaten ne kadar zor olabilir ki, ilk çeviri metnini açtım, fakat o da ne? İşler hiç de sandığım gibi gitmiyor, bunu kaydetmenin kısa yolu neydi? Pembe renk ne anlama geliyordu? Parantezi nasıl yapıyorduk? Eyvah! Sanırım BDÇ (bilgisayar destekli çeviri programları) kullanamıyorum. Neyse şimdi bunu da ben eski şekilde yapayım da bir sonraki çeviride kullanırım.”

Bu düşünceler sizin de aklınızdan geçti mi? Benim birçok defa, birçok çeviri projesinde karşı karşıya kaldığım bir sorun. İnsanın yıllardır edindiği alışkanlıklarını değiştirmesi tabii ki kolay değil. Her çevirmenin yöntemi ayrıdır, kimi kaynak metni ve boş bir word sayfasını açar, okuduğunu ardıl çeviri gibi boş worde çevirerek yazar, kimi kaynak metinde  çevirdiği satırı siler yerine çevirisini yazar, kimi çeviriyi alt satıra yazar, kontrolden sonra siler. Her yiğidin ayran yiyişi farklıdır sonuçta. BDÇ (bilgisayar destekli çeviri programları) ise bambaşka bir yöntem sunuyor size. Buna alışmak tabii ki kolay değil, ilk 10 çeviriniz inatla BDÇ (bilgisayar destekli çeviri programları) ile yaptıktan sonra göreceksiniz ki her şey yoluna girmiş, kısayolları öğrenmişsiniz ve eliniz otomatik olarak çeviriye alışmış bile.

İşin güzel taraflarına gelirsek, BDÇ (bilgisayar destekli çeviri programları) kullanımınız arttıkça daha önce çevirdiğiniz kelimelere veya cümlelere ( bazen paragraflara bile) rastlamanız söz konusu. Bu durumda, sadece bir iki kelime değiştirerek bazen tüm çeviriyi yapmış oluyorsunuz ve inanın tadından yenmiyor :) İkinci güzelliği ise bir BDÇ (bilgisayar destekli çeviri programları) öğrenince başka çeviri programlarını da kullanmaya yatkın hale gelmemiz.

Tags: