DÜNYA ÇEVİRİ GÜNÜ

ÇEVİRİ NEDİR? ORTAYA ÇIKIŞI NASIL GERÇEKLEŞMİŞTİR?

Çeviri kelimesi dünya üzerinde var olmuş bir dildeki bir kelime, söz öbeği ya da cümlenin yazılı veya sözlü olarak diğer bir dile anlamını tam olarak yansıtarak ve hedef dildeki karşılığını bularak aktarılması, kısaca bir anlamın diğer bir dilde ifade edilmesidir.

“Çeviri” kelimesi Arapça dilinden türemiş olan “tercüme” sözcüğünün yerini almıştır. Çeviri yapan kişi olan “çevirmen” sözcüğü ise, eski dilde yazılı çevirileri yapan kişinin adı olan mütercim sözcüğü ile sözlü çeviri yapan kişi için kullanılan tercüman kelimesi yerine kullanılmaktadır.

Çevrisi yapılacak olan metine/esere kaynak eser denmektedir,  yazılı bulunduğu dil ise kaynak dil olarak adlandırılmaktadır. Çeviri/tercüme kaynak dilden hedef/erek dile doğru yapılır. Tercüme sürecinin tamamlanması sonucunda olan çeviri metni ise “hedef metin” olarak adlandırılır.

 

ÇEVİRİ/TERCÜME TARİHİ VE İLK ÇEVİRMENLER

Çeviri,ilk olarak iki farklı dili kullanan iki kültürün göç, savaş, ekonomik sebepler vs ile karşılaşması ile ortaya çıkmıştır. İnsanlık tarihinde farklı diller kullanılmaya başladığından beri çeviri/tercüme ihtiyacı oluşmuştur.  Tarihin en başından beri, iki farklı yerde iki farklı şekilde gelişmiş kültür mutlaka farklı diller yaratır. İlk kelimeler başka bir kelimeden türemediği ve kökenlerini etkileyecek bir iletişim de olmadığı için uydurma diye tabir edebileceğimiz ses ve ses öbekçiklerinden oluşmaktadırlar. En az iki kişiden oluşan her grup birbirleriyle etkileşime geçebilmek için maddelere veya manevi duygulara sesler atamışlardır, bu da kelimeleri oluşturmuştur. Ama yeryüzünün her bir köşesinde bulunan bu gruplar çoğaldıkça diller oluşmuş ve ihtiyaçları da artmıştır. Yayıldıkça yeni kültürlerle kendilerinde olmayan malları elde etmek için kendilerinde olan ürünlerle değişimler yapmışlar ve ilk ticari ilişkileri ortaya koymuşlardır. Bu ticari ilişkilerin oluşabilmesi için işaret dilini de kullanarak, örneğin bir bıçak a ilk kabile x derken, diğer kabile y demekte olduğu için ikisinin de bıçak olduğunu anlayabilen ve bunları birbirlerine aktarabilen kişilere ihtiyaç vardı. Bu noktada ilk çevirmenler ortaya çıktı.

Tarihe bakıldığında konuşma dillerinin yüz bin yıl öncesine dayandığı görülmektedir, 90-100 bin yıl öncesinde bulunmuş olan kemik zıpkınları ve Güney Afrika’da gün ışığına çıkartılmış mağaralarında bulunmuş olan 120 bin yıl önceki aşı boyaları, ilk Homosapiensin bir konuşma dilini kullandığını kanıtlar niteliktedir, çünkü insanların neyi neden yaptıkları hakkında konuşmadan, vücutlarını boyamaları ve karmaşık aletler yapmaları düşünülemez. Bu süre zarfında diğer insan soyları da bazı konuşma yetenekleri geliştirmiş olmalılardır. Zamanla kabileler ufak şehirleri, onlar da ülkeleri oluşturdu. Bu arada ticari ilişkilerle başlayan etkileşimler de savaş, göç ve diğer hareketlerle şekillenerek dillerin bugünkü haline gelmesine neden oldu. Şu anda lehçe, ağız ve şiveleri saymadan dünyada konuşulmuş ve konuşulmakta olan 5000 in üzerinde dil olduğu belirtilmekte.

Dillerin yaklaşık olarak 100.000 yıl önce ortaya çıktığı ve farklı toplumlarda farklı biçimlerde ilerlediği, yazının ise bundan yaklaşık 5.000 önce bulunduğu düşünülürse çeviri/tercümenin oldukça eskilere dayandığı söylenebilir. Bu durumda ilk yaşam biçimi olan kabileler arasında ticari ilişkiler veya egemenlik kavgası amacı ile ilk çevirilerin sözlü çeviri/tercüme olduğu rahatlıkla söylenebilir. Farklı dilleri kullanan toplumların arasında yapılan sözlü veya yazılı anlaşmaların yazılı olarak bulundurma ihtiyacı ilk çeviri/tercüme örneklerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bulunan ilk yazılı çeviri/tercüme örneklerine Sümerlilerde rastlanır.

Bu süreçten sonra 9-10. Yüzyıllara kadar tercüme/çeviri süreci genelde dinsel metinlerin diğer dillere aktarımında kullanılmıştır. Örnek vermek gerekirse, İbranice dilinden eski yunanca diline tercümesi yapılmış olan Eski Antlaşma MÖ 247 yılında gerekleşmiştir, MÖ 196 yılındaki Rosetta Taşı’nda ise aynı metnin iki dilde de yazılmış olduğunu (Hem Mısır dilinde hem de Yunanca) görmekteyiz. Bu sayede Mısır hiyerogliflerinin çözülmesinde çok büyük bir yol kat edilmiştir.

Coğrafi keşiflerle dünyada ayak basılmayan yer, birbiriyle temas etmemiş dil kalmadığı zamanlarda kültürler birbirleriyle iyice kaynaşmaya başlamıştır, bu da ticari, akademik, medikal, hukuki ve siyasal alanlarda bir takım değişikliklere gidilmesine, sanatın renklenmesine, Rönesans’a, kutsal kitap çevirilerinin yaygınlaşması ve çevirmenler sayesinde hem daha anlaşılır hem de daha erişilebilir olması ile Reform’a, teknik bilgilerin birbirlerinin üstüne konularak daha yükselmesine ve Sanayii Devrimi’ne, ham maddenin başka yerden, iş gücünün başka yerden, teknik donanımın gelmesi ile uluslararası ticari ağa ve çok uluslu şirketlerin oluşmasına sebep olmuştur.

Orta Çağ geldiğinde ise çeviri ve tercüme işlemleri genelde sadece kilise bünyesinde yapılmaktaydı. 10. Yüzyıla baktığımızda Bağdat’ta çeviri ve tercümenin önemli bir yer tuttuğunu gözlemlemekteyiz. Bağdat’ta yapılan bu çeviriler ile Avrupa insanının Eski Yunan metinleri ile tanışmaları sağlanmıştır. Latince ve İspanyolcadan da Arapçaya birçok çeviri yapılmış ve de bilimin, ticaretin ve aydınlanmanın karşılıklı olarak güçlenmesine sebep olmuştur.

1450 yılından sonra matbaanın keşfi ile çeviri ve tercüme çalışmaları büyük bir hızla artış göstermiştir. Dindeki reform ile birlikte Latince metinlerin Almanca’ya çevrilmesi ile çeviri ve tercümenin önemi büyük ölçüde artmıştır.

17 ve 18. Yüzyıllarda özellikle edebi eserlerin çevirilerine başlanmıştır.

Çeviri/Tercümenin ne olduğu, nasıl olması gerektiği konusundaki düşünceler 19.yüzyılda iyiden iyiye oturmuştur. 20. yüzyılla birlikte gerçekleşmiş olan sanayi devrimi ve devletlerarası teknik, ticari, politik ilişkilerin artışıyla birlikte çeviri/tercüme alanında özel alan çevirisi kavramı ortaya çıkmıştır. Günümüzde ise çeviri teknolojinin, otomatik çeviri programlarının, internetin, bilgisayar tekniklerinin vs büyük artış göstermesi ile bambaşka bir boyutta karşımıza çıkmaktadır, çeviri/tercüme bilimi olarak olgunlaşan çeviri kuralları ise üniversitelerde bölüm olarak okutulmakta olup, deneyimli ve iyi eğitim görmüş çevirmenler yetişmektedir.

 

ÇEVİRİ TÜRLERİ VE ÇEVİRİ

Aslında her belgenin veya her sözün karşılığı bulunduğu müddetçe çevirisi yapılabilir. Her metin,roman, öykü, masal, tiyatro eseri, sinema eseri, deneme, makale, röportaj, biyografi, otobiyografi, eleştiri, anı, gezi yazısı, mizah eseri, sohbet (söyleşi) gibi nesir türünde; şiir, destan, ağıt, mesnevi gibi nazım türünde bir edebi eser olabileceği gibi günlük hayatta veya iş hayatında kullandığımız sözleşme/anlaşma çevirisi/tercümesi, tanıtım broşürleri çevirisi/tercümesi, reklam amaçlı yazılarının çevirisi/tercümesi, her türlü turistik tesis hakkında bilgilendirme yazılarının çevirisi/tercümesi, kongre bildirileri çevirisi/tercümesi, uluslar arası fuar tanıtımları çevirisi/tercümesi, özel terminoloji gerektirmeyen genel konulu yazılar çevirisi/tercümesi, tez, araştırma, deneme, ödev çeviri/tercümesi, menşei belgeleri çevirisi/tercümesi, yönetmelik çevirisi/tercümesi, bayilik anlaşmaları çevirisi/tercümesi, mevzuatlar, genelgeler, konşimento, garanti belgesi, her türlü protokol çevirisi/tercümesi, irsaliye, yetki belgeleri, resmi evraklar, patentler, imza sirküleri, niyet mektupları, dilekçeler, mahkeme kararları çevirisi/tercümesi, bilanço, proforma fatura, irsaliye, yetki belgeleri, ticaret sicil gazeteleri, gelir gider tabloları gibi ticari belgelerin çevirisi/tercümesi, kataloglar, kullanım kılavuzları, otomotiv, makine, elektrik-elektronik, inşaat, çevre sistemleri vb konuları kapsayan teknik çeviri/tercüme, bakım kılavuzları, buluş, ürün, makinenin standart veya özel formatta patent tercümesi, tıp, biyoloji, kimya, eczacılık konulu yazılar, laboratuar testleri, tahliller, tanıtım broşürleri, reçeteler, sağlık raporları, patentler, prospektüsler gibi medikal eserlerin çevirisi/tercümesi olabilir. Sözlü tercümeler ise söylev (hitabet, nutuk) forum, münazara, konferans çevirisi/tercümesi gibi türlere ayrılır.

ÇEVİRİ KİMLER TARAFINDAN NASIL YAPILIR?

Çeviri/Tercüme her iki dile de hâkim durumdaki çevirmenler tarafından usulüne uygun biçimde yapılır. Bir dilden bir başka dile yapılan Çeviri/Tercümede dikkat edilmesi gereken en önemli unsur manayı doğru şekilde aktarmaktır.

 

DÜNYA ÇEVİRİ/ ÇEVİRMENLER GÜNÜ/ INTERNATIONAL TRANSLATION DAY (ITD)

DÜNYA ÇEVİRİ/ÇEVİRMENLER GÜNÜ VE ÖNEMİ NEDİR?

 

Çevirmenler, dünyanın sosyal, ekonomik, sanatsal, medikal, hukuki, teknik, edebi vs alanında aklınıza gelebilecek her sektörde etkileşim halinde olmasını sağlayan temel köprüler, kültürler arasındaki kapalı kapıların görünmez anahtarlarıdır. Maddi veya manevi olarak tarihin en başından beri tüm insan ilişkilerinde adları geçmeyen kahramanlar olarak görev almışlardır. Rönesans başta olmak üzere insanlığı ileriye götüren tüm gelişmeler çevirmelerin kalemlerinin izlerini taşır. Bu yüzden bugün çevirmenlerin ve çeviriye görev veren herkesin günüdür.

 

DÜNYA ÇEVİRİ/ ÇEVİRMENLER GÜNÜ NE ZAMAN VE NE ZAMANDAN BERİ KUTLANMAKTADIR?

 

Dünya Çeviri veya yaygın kullanımı ile Çevirmenler Günü; Uluslararası Çevirmenler Federasyonu'( Orjinal ismi ile International Federation of Translator)nun çevirmenleri bir araya getirmek ve sektörü tanıtmak için yaptığı çalışmaların sonuç vermesi ile 1953 yılından beri her yıl 30 Eylül’de kutlanmaktadır.

 

DÜNYA ÇEVİRİ/ ÇEVİRMENLER GÜNÜ NEDEN 30 EYLÜL’DE YAPILMAKTADIR?

 

Çeviri Günü olarak 30 Eylül’ün seçilmesinin özel anlamı ise bugünün Saint Jerome günü olmasıdır. Saint( Aziz ) Jerome milattan sonra 5. yüzyılın başlarında İbranice yazılmış metinleri ( Eski Ahit) baz alarak İncil’in Latince çevirisini yapan kişidir ve kendisinin yaptığı bu çeviri 7. yüzyılda dünyanın her yerine yayılması sebebiyle çok bilindik ve çeviride bir kaç önemli hata barındırsa da düzeltilmiş versiyonu ile hala geçerli bir konuma sahiptir. 1546 yılında Katolik Kilise’sinin bu çeviriyi resmi tercüme ilan etmesi ile de resmiyet kazanmıştır. Bu çeviri sayesinde İncil hem çok fazla insana ulaşmış ve anlaşılır olmuştur. Dünyanın dengesini değiştiren bu çevirmenin anısına bugünün kutlanması da çevirinin önemini pekiştiren bir unsurdur.

 

DÜNYA ÇEVİRİ/ ÇEVİRMENLER GÜNÜ’NÜN AMACI NEDİR?

 

Buradaki resmi amaç çeviri sektöründe görev alan tüm çeviri emekçilerini ve dil işçilerini onore etmek ve sektöre ait dayanışma ve birliği kuvvetlendirmektir. Her sene 30 Eylül’de tüm ülkelerdeki çeviri sektöründe görev alan firmaların desteği ve uluslararası çeviri birliklerinin de katılımıyla bu yönde etkinlikler yapılmaktadır. Bu sayede globalleşen ticaret ilişkilerinin de yardımı ile uzmanlık dalları artan, resmi çeviri dernekleri ve bu derneklere üye resmi yeminli çeviri büroları ile kalite ve standartlarını belli normlara oturtan çevirmenlik mesleğinin tanınmasını ve bu mesleğe hak ettiği değerin verilmesini sağlanmaktadır.

 

DÜNYADA ÇEVİRİ/ ÇEVİRMENLER GÜNÜ NASIL KUTLANMAKTADIR?

Dünyada 30 Eylül, FIT tarafından ve UNESCO tarafından düzenlenen etkinliklerle kutlanmaktadır. Bu çerçevede FIT her yıl için 30 Eylül’den önce resmi bir açıklama yapar ve her yıl için ayrı bir konu belirler. Bu konular genelde çeviri sektörünün önemini belirten veya sorunlarının altını çizen konulardır. 2011 yılında “Kültürel Köprüler” olarak belirlenmiştir ve bu konuda yapılan resmi açıklamanın çevirisi de özetle şu şekildedir: ” Kültürel köprüler nitelikli iş yapan ve sorumlulukla hareket eden çevirmenlerin varlığı, çabası ve yaratıcılığı olmadan kurulamaz. Dünyada olan biteni izlemek, kültürel değerleri tanımak ve yeniliklerle zenginleşmek, kendini dünyaya anlatmak, dünya ortak kültürüne kendi değerleriyle katılmak, uluslararası ekonomik ilişkileri sürdürmek… Bütün bunlar ülkelerin, toplumların, kuruluşların ve insanlığın varoluşunu belirlemektedir. Bu yaşamsal alanın önde gelenleri, çeviri işinin erbaplarıdır. Yine 2012 yılında ise Kültürlerarası İletişimin Anahtarı olarak Çeviri ( “Translation as Intercultural Communication” ) olarak belirlenmiştir. Burada yine çevirinin kültürlerarası insani, ticari, sosyal ve maddi olarak kurduğu köprülerden ve bu köprülerin kurulmasındaki kilit önemi vurgulanmış oluyor. Her sene bu konu belirlenip resmi olarak yayınlandıktan sonra dünyanın her yerindeki filologlar/ dilbilimcileri, çevirmenler, çeviribilim öğrencileri, çeviri birlikleri ve çeviri sektörü ile ilgilenen herkes konu ile ilgili fikrini belirtmekte ve ortaya çok güzel dayanışmalar, sektöre ait sorunlara yönelik çözümler ve çeviri sektörünün kalitesini arttırmaya yönelik standartlar çıkmaktadır. Son yıllarsa sosyal medyanın gücünün artması ile etkinliğe katılan çevirmenlerin sayısı artmaktadır.

ÜLKEMİZDE ÇEVİRİ/ ÇEVİRMENLER GÜNÜ NASIL KUTLANMAKTADIR?

Ülkemizde ÇİD, TÜÇEB, Çeviri Derneği gibi resmi kuruluşların temsilcileri bu konuda ülkemizdeki çeviri bürolarının ve yeminli çevirmenlerin davet edildiği çeşitli organizasyonlar düzenlemektedirler. 2008 yılında ilk defa resmi olarak kutlanan Dünya Çeviri Günü, 2012 yılında ülkemizdeki tüm serbest çevirmenlerin, çeviri derneklerinin ve çeviri bürolarının, kamu çevirmenlerinin ve çeviri yapılan kamu kuruluşlarının (Avrupa Birliği Bakanlığı Çeviri Eşgüdüm Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı Tercüme Dairesi Başkanlığı, Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğü Tercüme Dairesi Başkanlığı) ve çeviri öğrencilerinin katıldığı organizasyon ile kutlanmış ve önemli adımlar atılmıştır.

Yazan: Senem Kobya

Tags:

1 Comment

  1. Bilgi dolu yazınız için teşekkürler. Ben de ilave bilgi vermek isterim. Guinness Rekorlar Kitabı İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’ni çevirisi en çok yapılan belge olarak kayıtlara geçmiştir. 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen bildiri 462 dile çevrilmiştir.

Comments are closed.