Avrupa Birliği Hukuk Komisyonu Başkanı Danuata Maria Hübner, Birleşik Krallık’ın üyelikten ayrılması durumunda İngilizce’nin AB resmi dilleri arasından çıkarılacağını söylemesinin ardından en az diplomasi dünyasında olduğu kadar çeviri dünyasında da akıllarda bir sürü soru işareti oluşmasına neden oldu.

İngiltere’nin en önemli ekonomik kaynaklarından biri, belki de en büyüğü olarak dilleri olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek. Avrupa Birliği de bu gerçeğin farkında. Bu yüzden karşı atak olarak İngilizce’yi resmi dilden çıkarma adımı attı. Bu durum İngilizce’nin AB’de kullanılan 24 resmi dilden biri olmayacağı anlamına gelmekte. Fakat bugüne kadar yapılan gerek Avrupa Birliği içi, gerek Avrupa Birliği dışı anlaşmalar, görüşmeler genellikle İngilizce yapıldığı düşünülürse; Avrupa Birliği için de bu sürecin sıkıntılı olabilme durumu ortaya çıkıyor.

Birleşik Krallık içerisinde yer alan devletlerin gerek ekonomik gerek nüfus olarak en büyüğü olan İngiltere referandumda AB’den çıkmayı onaylamış oldu. Bu süreç tamamlanması halinde AB’nin karşı atak olarak yapmış olduğu İngilizce’nin resmi dillerden çıkarılması hareketi çok yankı uyandıran bir durum olduğu henüz bu fikrin ortaya atıldığı anda başladı ve yankısı sadece diplomaside değil çeviri dünyasında da görüldü.

İngilizce Ortak Dil Olmaya Doğru İlerlerken, Bu Durum Nasıl Etki Yaratacak?

Avrupa Birliği’nin ticaret ve siyaset yaptığı ülkeler ile anlaşabilmek için yıllardır İngilizce dilini kullanıyordu. Kullanılan bu ortak dilin Avrupa Birliği için meşruiyetinin kalmaması durumunda, gerek iç gerek dış siyasi ve ticari yollarda anlaşma dilinin ne olacağı şuan tamamen muamma durumunda. Bu adamın İngilizce’nin ortak dil olma yolunda ilerlerken, devletler açısından hem siyasi hem ekonomik olarak büyük bir çalkantıya yol açacağı su götürmez bir gerçek.

Yıllardır yapılan gerek siyasi gerek ekonomik anlaşmaların dili İngilizce idi. Şimdi bu dilin resmi dillerden çıkarılmasıyla ortaya çıkabilecek olası iki dil seçeneği olarak Fransızca ve Almanca görülebilir. Bu durumda eskiden ticaret ve siyaset dili olan Fransızca tekrar ortak dil olma konusunda gündeme gelebilir. Aynı şekilde Almanya’nın ticari olarak dünyanın hemen her noktasına ticareti olması ve Avrupa’da güçlü bir devlet olması Almanca’nın da AB’nin resmi dili olarak alınabilmesi söz konusu olabilir.

Hangi durum ortaya çıkar bilinmez ama İngilizce’nin ortak dil olma yolundaki gelişimi bu sayede İngiliz kültür aktarımının diğer dillere göre daha yaygın olması, Avrupa Birliği tarafından bıçak gibi kesildiği taktirde İngiltere hem ekonomik hem sosyolojik hem siyasi olarak darbe almış olacak. Aynı zamanda çeviri dünyası için de bir darbe söz konusu olabilir. İngilizce’nin ortak dil olması münasebetiyle birçok çeviri işi İngilizce olarak yapılmakta idi. Bu durumun değişmesi ticaret diline de etki edeceği aşikar. Haliyle İngilizce çeviri ile uğraşan çevirmenlerin de özellikle maddi olarak darbe alacağı fakat bunun yanında bu dilin bıçak gibi kesilip, yerine getirilecek olası bir dil ile de o dili bilen ve o dilde çeviri yapan çevirmenlerin maddi olarak kazanç sağlamasına yardımcı olacaktır. Dünyadaki en küçük değişikliğin hemen her ülkede hemen her kuruma etkisi oluyor.

İngilizce İrlanda’nın da resmi dillerinden biri ve İrlanda AB üyesi?

Avrupa Bilriği’nin İngilizce’nin resmi dilden çıkarılması atağından hala İngilizce’yi resmi dil olarak konuşan ve AB üyesi olan ülkeler için olumsuz bir sonuç teşkil ediyor. AB Hukuk Komisyonu Başkanı’nın yaptığı açıklamanın ardından, İrlanda’nın ve hatta Malta’nın İngilizce konuştuğu hatırlatıldığında Hukuk Komisyonu Başkanı Hübner, İrlanda ve Malta’nın resmi dilinin İngilizce olmadığını savunarak, İngilizce’nin sadece İngilitere tarafındna resmi dil olarak bul edildiğini vurguladı. Öyle yada böyle akıllardaki en büyük soru işaretlerinden biri, İrlanda’nın hala AB üyesi bir ülke olması ve İngilizce’yi kullanıyor olması, AB’nin bunu resmi dil kullanıyor olarak algılamayıp, Birleşik Krallık’a karşı atak yapmak için İngilizce’yi resmi dilden çıkarma çalışması İrlanda’nın nasıl bir yol izlemesini sağlayacak. İranlda da tıpkı İngilitere gibi Avrupa Birliği üyeliğini sonlandırmak için çalışmalara başlamasına sebep olabilir mi bu gelişmeler şimdilik belli değil.

İngilizce çıkarılırsa  ne olacak?

Avrupa Birliği’nin İngilizce çıkışından sonra akılları en çok meşgul eden şey “İngilizce resmi dil olmaktan çıkarılsa, sonra ne olacak?” yönünde.

Bu durum yoruma çok müsait, zira İngilizce’nin çıkarılması konusu ortaya çıktığı anda Fransa’dan bu konuda net bir destek gelmiş “İngilizce’nin Bürüksel’de meşruiyeti kalmamıştır” denilmişti. Buradan yola çıkarak şu yorumu yapabiliriz; Avrupa’nın güçlü devletlerinden biri sayılan Fransa ve zamanında ticaretin dili olarak kullanılan Fransızca. Fransa’nın bu desteği, Fransızca’yı tekrardan resmi dil olarak gündeme getirmek olduğunu düşünmek çok da yanlış olmayacaktır. Aynı şekilde Almanya’nın ticari kazancını göz önünde bulundurursak, Almanya için de Avrupa’nın en güçlü devletlerinden biri yorumunu yapabiliriz. Bu durum böyle olduğuna göre Almanya da kendi dilinin resmi dil olarak kullanılmasını oylamaya sunabilir.

Pakistan uzun yıllarca İngilizce’yi resmi dil olarak kullandı, ardından geçtiğimiz yıl İngilizce’yi resmi dil olarak kullanmaktan çıkarmaya karar verip Urdu diline geçtikten sonra gerek kendi içinde gerek komşu ticaretinde yaşadığı bir takım sıkıntılar oldu. Lakin Pakistan 15 yıl geçiş süreci yaşadı.

Gerçek olan bir şey varsa İngilizce’nin çıkarılması halinde ortada bir kaos oluşması durumunun kaçınılmaz olacak olması. Zira devam eden onca görüşmeler, yazışmalar var. İngilizce’nin resmi dilden çıkarılması hem birçok ülke için ticari olarak sıkıntı yaşatabilir hem de İngilizce’nin dünyada ortak dil olma yolundaki konumuna balta vurabilir.

AB ile uyum süreci kapsamında yapılan onca müktesebat çevirisi ne olacak?

Avrupa Birliği ile Türkiye arasında uyum süreci kapsamında birçok müktesebat oldu ve olacak. İngilizce’nin resmi dilden çıkarılması durumunda müktesebat çevirileri hangi dilde çevrilecek, çevrilmiş olanlar bir değişime uğrayacak mı aynı mı kalacak, sadece yazılı değil sözlü olarak nasıl bir tercüme yolu izlenecek, İngilizce’nin ortak dilden çıkarılması halinde yerine gelecek olası dile uyum süresince görüşmelerde hangi diller konuşulacak, bir karar alındığında hangi dillere çevirisi yapılacak gibi tonlarca soru şuan gündemde.

Şüphesiz ki en çok belirsiz olan konular bunlar ve bu konular hakkında nasıl bir adım atılacağını şuan kimse kestiremiyor. Adeta herkes nefesini tutmuş, Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık’tan gelecek gelişmeleri bekliyor. Yeni resmi dil düzenlemeleri nasıl olacak sorusu, hangi dilin resmi dil olarak atanacağı sorusu tamamen muallakta. Şüphesiz bu durum çeviri dünyasını da çok fazla etkileyecektir ve piyasada hareketliliğe sebep olabilecektir. Bu süreçten en çok etkilenen sektörlerden biri çeviri sektörü olacağı gibi en çabuk uyum sağlaması gereken sektör de yine çeviri sektörü olacaktır.

Çeviri Sektörünün Hazırlıklı Olması Gerekiyor

Resmi sonuçların ne zaman çıkacağı tam olarak bilinmiyor, illa ki bir uyum süreci olabilmesi için düzenlemelerin hızla yapılıp paylaşılacağı düşünülmekte. Lakin zaten AB’de her türlü özel haklara sahip olan İngiltere’nin hangi neden ve sebeplerden AB’den çıkma yoluna gitmesi büyük bir gizem. Buna Türkiye’nin AB üyesi olma çalışmalarının da etkili olduğu yönünde görüşler olsa da asıl sebebin ne olduğu tartışma konusu. Her ne olursa olsun İngiltere’nin bu referandum oylaması ve sonucu akabinde, Avrupa Birliği’nin İngilizce’nin resmi dilden çıkarılması adımı ve bilinmezlikler durumun kaosa doğru gittiğini göstermekte. Bu durumda en büyük mesai ve dikkat biz çevirmenlere düşüyor. Her zamankinden daha dikkatli ve daha hızlı bir şekilde Avrupa’da olan bitenleri dünya ve ülkemize en doğru şekilde ulaştırıp, oluşabilecek resmi dil değişikliği durumuna en hızlı şekilde uyum sağlayabilmek için hazır olmak zorundayız.

Tags: