Yeni bir dil öğrenmeye ilk olarak dil bilgisinden değil kelimelerden başlarız. Biliriz ki, dil bilgisini de var eden aslında kelimelerin kendisidir. Öğrendiğimiz, öğrenmekte olduğumuz ya da öğreneceğimiz dili nerede kullanacağımıza göre, literatürümüze giren/girecek kelimeler de değişiklik gösterebilir. Kimi zaman “acaba bu kelime nereden gelmiş?” diye zihnimizi meşgul etseler de çoğunlukla kelimelerin ardındaki anlamı, çıkış sebebini düşünmediğimiz zamanlar hayatımızda çoğunluktadır.

İşte bugün bu yazımızda bazı kelimelerin kendilerini var ediş şekillerini ele alacağız.

İlk örneğimiz, İngilizce öğrenirken ilk öğrendiğimiz kelimelerden birisi olan nice kelimesi olacak.

 

 

“Hoş, güzel, iyi” gibi olumlu anlamlara gelen nice, 13.yüzyılın sonlarında Eski Fransızcadan İngilizceye geçerken, şimdiki anlamlarının tam tersine “zayıf, basit, aptalca, zavallı” gibi olumsuz anlamlarda kullanılmaktaydı. Hatta kelimenin Latince cahil anlamına gelen nescius kelimesinden gelmekte olduğu düşünülmektedir. Zaman içerisinde ise “korkak”tan, “titiz”e, daha sonra “hassas”a, sonrasında “kıymetli”ye ve en son da “kibar, düşünceli” anlamlarına gelerek, büyük bir anlam değişimi göstermiştir.

 

 

 

İkinci kelimemiz ise “ipucu” anlamına gelen clue’dur. Clue kelimesinin çıkışının mitolojiye dayandığı düşünülmektedir. 1500’lü yıllarda mitolojik bir karakter olan Theseus Minotor’u öldürmek üzere girdiği labirentten çıkış yolu bulmak için bir ip yumağı kullanır. İp yumağı anlamında kullanılan clew kelimesinin farklı bir yazım şekli olan clue “yol gösteren şey” anlamında kullanılmaktaydı.

Karel Capek’in İngilizceye yaptığı çevirisi ile dile kazandırılan bir kelime olan robot, kökenini “çalışmak, ağır iş yapmak” anlamlarına gelen Eski Çekçe robotiti’den alır. Robotiti’nin ise kaynağının rabota’dan yani “hizmet etmek” kelimesinden geldiği, rabota kelimesinin ise Eski Slavca rabu “köle” kelimesinden geldiği düşünülmektedir. Ayrıca kelimenin, Karel Capek’in oyunu ile popüler olduğu söylenmektedir.

Hastalık taşıdığı düşünülen bir geminin izole edilerek geçirdiği süreç anlamına gelen quarantine kelimesi kökenini İtalyancadaki “kırk günlük bir boşluk” anlamına gelen quarantina giorni’den aldığı düşünülmektedir.

Bir diğer kelimemiz olan hazard’ın kökeninin ise Arapçada zar anlamına gelen az-zahr’dan geldiği, hatta kelimenin 1300’lü yıllarda zarlarla oynanan bir şans oyunundan ismini aldığı varsayılmakta fakat bu konuya ilişkin kesin yargılara varılamamaktadır.

14. yüzyılda “küçük, ciltsiz kitapçık” anlamına gelen pamphlet keslimesi kökenini kısa Latin aşk şiiri olan “Pamphilus, seu de Amore” (Pamphilus, or about Love)’dan aldığı, pamphilos’un herkesçe sevilen anlamına geldiği düşünülmektedir.

Mortgage kelimesi ise, 14.yüzyılda bir anlaşma ya da borcun güvencesi olarak bir mülkün teslimi anlamına gelen morgage’dan gelmekte, morgage ise Eski Fransızcada “dead pledge” (ölü söz) anlamına gelmektedir. Bunun sebebi ise bir anlaşmanın ya borç ödendiğinde ya da ödemenin yapılması başarısız olduğunda bittiğine (öldüğüne) inanılmasıydı.

TDK tarafından özseverlik olarak açıklanan, kişinin kendisini aşk derecesinde sevmesi, kendisine tapması anlamına gelen narcissism kelimesi kökenini Yunan mitolojisindeki Narkissos isimli karakterden alır. İnanışa göre Narkissos bir bahar günü, ırmağın akışında kendi yansımasını görür ve kendisine aşık olur.

Son kelimemiz ise, Narkissos karakteri ile yani narcissism kelimesi ile yakından alakası olan Latincede yansımadan tekrarlanan ses anlamına gelen echo kelimesidir. Echo kökenini aynı Narkissos gibi Yunan mitolojisindeki Echo karakterinden alır. Mitolojide bir dağ perisi olarak bilinen Echo Narkissos’a o kadar aşık olur ki aşkından eriyip biter,ta ki kendisinden geriye sadece sesi kalana dek.


Kaynakça:

http://www.businessinsider.com/words-with-interesting-etymologies-2013-10

http://list25.com/25-interesting-and-somewhat-strange-word-origins/5/

http://www.etymonline.com/

 

Tags: