Yazı günümüzde bir yandan geçmişin gizeminin aydınlanmasına yardımcı olurken, bir yandan da yeni teknolojilerin bizlerle buluşmasına yardımcı oluyor. Ayrıca yazının icadı, insanların birbiriyle iletişime geçebildikleri dillerin oluşmasına da ön ayak olmuştu. Şimdi ise filoloji olarak bilinen, dillerin yapısını ve tarihsel gelişimini araştıran bilim dalı; yazının icadından itibaren gerçekleşen olayların tümüne ışık tutmaya devam ediyor.

Şu anda dünyada kullanılan yaklaşık 6500 dilin, ortak atalarının ne zaman oluşturulduklarını ve hangi tarz harf veya sembollerden oluştuklarını hiç merak ettiniz mi? Bizler de tarihin bilinmeyen gerçeklerini gözler önüne seren ve dillerin çoğalmasına yardım eden dünyanın en eski dillerini sizler için araştırıp, düzenledik.

Kökenleri milattan önce ilk yüzyıldan 3300’lü yıllara kadar dayanan dünyanın ilk dillerine dilerseniz, birlikte bir göz atalım:

Hiyeroglif (MÖ 33. Yüzyıl)

Dünyanın en eski dili olduğu öne sürülen Hiyeroglifler, milattan 3300 yıl önce Antik Mısır’da kullanılmıştır. Özellikle de dini edebiyat için kullanılan bu yazı sistemi, tapınak duvarlarına önem arz edilen olayların aktarılmasında büyük rol oynamıştır. Sembol ve logogramlardan oluşan 24 işareti içeren bir dildir. Ayrıca Antik Mısır’da papirüs ve ahşaplara işlenen bu harfler, 1799 yılına kadar dünya tarafından bilinmiyordu. Napolyon’un Mısır seferinde bir askerin paranın satın alamayacağı değerler arasında yer alan Rosetta taşını keşfinden sonra Hiyerogliflerin gizemi de çözülmeye başladı.

Sümerce (MÖ 30. Yüzyıl)

Güney Mezopotamya’da M.Ö 3000 yılında kullanılmaya başlandığı söylenen Sümerce, kama şeklinde çizgilerden oluşmaktadır. Ayrıca şekillerin, ünsüz harflerin ve hece sistemlerinin de belirgin olarak gözlemlendiği bu dil; tarihin ilk yazılı dili olarak kabul görmektedir. Daha sonraları Akadlar tarafından da konuşulmaya başlanan Sümerce, Mezopotamya’nın kutsal ve edebi dili haline gelmiştir.

Fenikece (MÖ 17. Yüzyıl)

İbranice ve Aramice ile benzer özellikler taşıyan bu eski dil, MÖ 1758 yılında Akdeniz’in belirli bölgelerinde ve Kenan Diyarı olarak bilinen; Ürdün, İsrail, Lübnan ve Filistin gibi ülkelerde kullanılıyordu. Fenike alfabesi daha sonraları Kuzey Afrika ve Avrupa’ya da sıçradı. Ayrıca Fenikece, Antik Yunan alfabesinin oluşumuna da ön ayak olmuştur.

Antik Yunan Dili (MÖ 15. Yüzyıl)

Grekçe ya da Antik Yunan Dili, M.Ö 1500’lü yıllarda ortaya çıkmış olup, Fenike alfabesi kullanılmıştır. Antik Yunanca; Attika, İonia ve Dor gibi birçok lehçeyi bünyesinde barındırmaktadır. Attika lehçesi, Yunan İmparatorluğu’nun resmi dili olarak kullanıyordu. İlyada ve Odysseia Destanı gibi eserler de bu eski dil ile yazılmıştır. M.S 1453 yılında Modern Yunancanın ortaya çıkışıyla da varlığını kaybetmiştir.

Eski Çince (MÖ 12. Yüzyıl)

Arkaik Çince olarak da bilinen bu dil, M.Ö 1200 yılında ortaya çıkmıştır. Tek heceli kelimelerden oluşan Eski Çince, özellikle de Zhou Hanedanlığı döneminde fazlasıyla gelişmiştir. Günümüzde bu eski dilde kullanılan 4 bin karakterden, sadece yarısı tespit edilebilmiştir. Gramer olarak Klasik Çince ile benzerlikler taşıyan bu dil, tonlama konusunda biraz eksik olsa da hece sonlarında ünsüz kümelerine sahiptir.

İbranice (MÖ 10. Yüzyıl)

Sami dil ailesinin bir diğer üyesi olan İbranice, M.Ö 1000 yılında İsrail’de kullanılmaya başlanmıştır. Kenan dillerine ait olan İbranice, çoğunlukla kutsal kitabelerin yazılmasında kullanılmıştır. Şimdilerde dokuz milyon insan tarafından konuşulan İbranice, 22 harften oluşan ve Osmanlıca gibi sağdan sola doğru yazılan bir alfabeye sahiptir.

Aramice (MÖ 9. Yüzyıl)

Sami dil ailesine mensup bir dil olan Aramice’nin kökenlerinin, MÖ 2000’li yıllara dayandığı öne sürülse de bu eski dil, resmi olarak MÖ 600’lü yıllarda Pers İmparatorluğu tarafından kullanılmıştır. Ayrıca Asur İmparatorluğu’nun resmi dili olduğu ve döneme ait birçok kutsal kitabında bu dilde yazıldığı söyleniyor. Bu özelliklerin yanı sıra Hz. İsa’nın da ana dili olduğu belirtilen Aramice, M.S 7. yüzyıldan itibaren İslamiyet ile birlikte yerini Arapça’ya bırakmıştır.

Ermenice (MÖ 4. Yüzyıl)

Kökü milattan önce 400’lü yıllara dayanan Ermeni dili, Hint-Avrupa dilleri ailesinin bir üyesiydi. Dünyanın en eski İncil yazıtları da bu dilde yazılmıştı. Günümüzde halen daha Ermenistan’da konuşulan bu dil, 36 harften oluşuyordu. 5. yüzyıldan itibaren gelişmeye başlayan Ermenice, Doğu ve Batı Ermenicesi olmak üzere ikiye ayrıldı. Doğu Ermenicesi; Ermenistan, Dağlık Karabağ ve Gürcistan’da kullanılırken; Batı Ermenice ise Türkiye’deki Ermeniler tarafından konuşuluyor.

Tamilce (MÖ 3. Yüzyıl)

Hindistan ve Sri Lanka’daki Tamiller tarafından kullanıldığı belirtilen bu dilin kökleri, MÖ 300 yılına dayanıyor. Bu bölgelerde bulunan kitabelerle ortaya çıkarılan Tamilce, ilk klasik Hindistan dillerinden bir tanesidir. 10. yüzyılda Hindistan’ın Karnataka bölgesinde gün yüzüne çıkarılan Tamil kitabeleri bu dilin oldukça eski köklere sahip olduğunu da gözler önüne seriyor.

Eski Kuzey Arapçası (MÖ 1. Yüzyıl)

Milattan önce ilk yüzyılda kullanıldığı söylenen Eski Kuzey Arapçası; Arap Yarımadası, Irak, Ürdün ve Suriye’deki yazıtlar sayesinde tespit edildi. Afro-Asyatik ya da bilinen adıyla Hami-Sami dil ailesinin mensubu olan bu eski dil, Klasik Arapçaya göre farklılıklar göstermektedir. Kuzey Arabistan’ın yanı sıra göçebelerin yaşamış olduğu bölgelerde ve vahalarda kullanıldığı belirtilen Eski Kuzey Arapçası, MS 4. yüzyıla kadar varlığını sürdürebilmeyi başardı.

Mustafa Kemal Atatürk; “tarihini bilmeyen bir millet, yok olmaya mahkumdur,” sözüyle geçmişin insanoğlu için önemini en güzel şekilde anlatmıştır. Bizler için böylesine önem arz eden tarihe, dönemlere ait yazıtlarla ulaşabiliriz. Yazının ve dilin doğduğu günden itibaren hem geçmiş hem de günümüz tarihiyle ilgili birçok bilgiye ulaşabileceğimiz gibi geleceğin işleyişine de yön verebilmekteyiz. Peki, tarihin gizemini aydınlatan dünyanın en eski dilleri ile ilgili sizlerin düşünceleri nelerdir?


Kaynak:

Tags: