İnsanlar dili olmayan varlıklardan evrimleşmiş ve jest gibi işlevleri yöneten beyin alanları, zamanla dil işlevini de yönetmeyi başarmıştır. İnsan dili beyin ve konuşma organlarının gelişmesiyle beraber evrim geçirmiştir. Beynin kapasitesi arttıkça konuşma daha olanaklı hale gelmiştir.

İlkel türlerin yeterli derecede bilgi aktarabilme ve iletişim kurabilme sistemlerine sahip olduğu savunulmaktadır. Konuşabilseler dahi, bizim bugün anladığımız tür ‘konuşmadan’ çok farklı olduğu söylenmektedir. Çünkü modern insanların beyni bahsedilen bu türlerin beyninden iki kat daha büyüktür. Modern insanlar sözlü dili kullanıp geliştirme ve bu dille düşünebilme yetisine sahiptir. İnsan dilinin tarihi aynı zamanda insan beyninin bilişsel yetilerinin de tarihidir.

Yedi milyon yıl önce Hominidler diğer maymun türlerinden ayrılmıştır ve bunun sonucu Australopithecus ve Homo türleri ortaya çıkmıştır. Australopithecuslar Afrika’da 4 milyon yıl önce yaşamışlardır. Afrika ormanları azaldıkça, kurak ortamlara fiziksel ve zihinsel olarak uyum sağlamışlar ve iki ayak üzerinde yürümeyi geliştirmişlerdir. Jestler ve sesler ile iletişim kurdukları düşünülmektedir.

Daha sonra Homo türü olan Habilis, Afrika ikliminin değişmesiyle 2,4 milyon yıl önce ortaya çıkmıştır. Beyinleri Australopithecuslardan biraz daha büyüktür, daha hızlı çoğalabilmişler ve ateşi kontrol edebilmişlerdir. Bulundukları ortam koşulları beyinlerinin daha da gelişmesini sağlamıştır. Araştırmalarda kafataslarında konuşmak için gerekli olan alana rastlanmıştır. Bu tür kısa, yavaş ve düzensiz konuşma kalıplarını kullanmıştır.

Afrika’da 2 milyon yıl önce ortaya çıkan Homo Erectus türü bu gelişmeyi devam ettirmiştir. Kendinden önceki Hominidlerden daha hızlı ve zekidir. Beyni daha büyük olduğu için doğada icat yapmaya başlamışlardır. Homo Erectuslar karmaşık planlamalar yapabilmiştir, bunun sonucunda da şart kipini kullanmaya başlamışlardır. Kısa ve anlamlı ifadeleri kullandıkları muhtemeldir. Konuşmaları nispeten karmaşık söz dizimine dayanmaktadır.

300.000 yıl önce Neandertaller gelişmeye başlamıştır. Çakmak taşı yontuculuğunda uzman olmanın yanı sıra deri kazıyıcı aletleri çok gelişmiştir. Beyinleri modern insanlardan daha büyüktür. Uzmanlar bizim dilimize yakın bir dil kullandıklarını savunmaktadır. Karmaşık cümleler, düşünce süreçlerini doğurmuş ve böylece konuşma temelli toplumlar ortaya çıkmıştır. (Fakat i, a ve u sesleri bu tür tarafından telaffuz edilememiştir.)

Homo Sapiensler Neandertallerin ve Erectusların yerini almıştır. 150.000 yıl öncesinde bugün bildiğimiz anlamda konuşma için anatomik bakımdan fiziksel özelliklere sahip insanlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Sapienslerin resim ve müzik ile ilgilenen ve ölülerini törenlerle gömen bir toplum olduğu savunulmaktadır. Zengin ve karmaşık bir doğa ve av bilgisine sahiptirler. Günümüzde kullandığımız dile benzer bir dil kullanmışlardır.

Yaklaşık 14.000 yıl önce evrim süreci sonunda Homo Sapiensler tek tür olarak kalmışlardır. Yüzlerce dil ailesine mensup binlerce dil konuşulmaya başlanmıştır. İnsanlar yerleşik hayata geçmişler ve zamanla daha fazla üretim yapmaya başlamışlardır.

Bu yaşam tarzı toplumsal çeşitliliği beraberinde getirmiştir. Kasabaların ortaya çıkmasıyla bölgesel diller daha etkili hale gelmiştir. Bütün bu gelişmelerin sonucunda bu bölgesel diller yabancı topraklarda belli bir bölgenin dili olarak kabul edilmiştir.


Kaynakça

  • FISCHER Steven Roger. Çev.: Muhtesim Güvenç.  Dilin Tarihi,  Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul  2013
  • bianet.org
  • oguzhanhoca.com
Tags: