On dört bin yıl önce batarak yok olduğu söylenen, insanlığın doğduğu topraklar olduğuna inanılan efsanevi kıta: Mu. Günümüzde bilim dünyası, Mu kıtasının var olmuş olmasının fiziksel olarak mümkün olmadığını ve var olduğu iddialarının herhangi bir bilimsel dayanağı olmadığını öne sürse de birçok insan Kayıp Kıta Mu hakkında araştırmalar yapmıştır. Hindistan’da tapınaklarda bulunan tabletler, Meksika’da  Theotihuacan Palenk Mabedi Piramidi’nin duvarına kazınmış yazı, Çin’deki kitabeler ve daha birçok eski yazılı kaynaklar, insanları Mu Kıtası’nın varlığına inandırmış ve araştırma yapmaya itmiştir. Mu Kıtası konusunda meraka düşen isimlerden biri de Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk’ün isteğiyle 1935 yılında Meksika Elçiliği’ne atanan Tahsin Mayatepek, Mu Kıtası, Mayalar ve Türkler hakkında Mustafa Kemal Atatürk için araştırmalar yapmıştır.

Gizemlerle dolu bu kıtanın dikkati çeken önemli bir noktası ise Yunan abecesiyle arasında bulunan ilginç ilişki. Eski Yunan filozofların yazılarında, insanlığın ilk doğduğu topraklara dair göndermeler olduğu biliniyor. Ancak inceleyeceğimiz kısımsa yazılar değil abecenin ta kendisi. James Churchward, Kayıp Kıta Mu kitabında Yunan abecesinin aslında Cara-Maya kelimelerinden oluştuğunu ve Mu’nun batışını anlatan bir hikaye sakladığını belirtmiştir. Milattan önce 403 yılında, Öklid’in hükümdarlığı sırasında Yunan dil bilgisi uzmanları, günümüzde kullanılan Yunan abecesini düzenlemiştir ve bu abece Mu Kıtası’nda hayatlarını kaybeden atalarının anısına söylenmiştir. İşte abece ve harflerin Maya dilindeki karşılıkları:

YUNAN ABECESİ CARA MAYA, TÜRKÇE ANLAMI
Alpha Al, ağır, şiddetli ; páa, şiddetle hücum etmek, yıkmak ; ha, su
Beta Be, yürümek ; ta, yer, zemin, düzlük
Gamma Kam, uğramak, maruz kalmak ; ma, anne, yeryüzü
Delta Tel, derin, dip ; ta, bulunulan yer
Epsilon Ep, engel ; zil, kenar oluşturma ; onom, kasırga, hortum
Zeta Ze, vurmak, çarpmak ; ta, bulunulan yer, zemin
Eta Et, ile ; ha, su
Theta Thetheha, kaplamak ; ha, su
Iota Io, canlı ve hareket eden her şey ; ta, bulunulan yer, zemin
Kappa Ka, tortu, çöküntü ; páa, şiddetle hücum etmek, yıkmak
Lambda Lam, suya batma, gömülme ; be, yürümek, gitmek ; ta, bulunulan yer, zemin
Mu Mu, Mu
Ni Ni, uç, zirve, doruk
Xi Xi, yükselmek, üzerinde görünmek
Omikron Om, girdap, dönmek ; ik, rüzgar ; le, yer ; on, dairesel
Pi Pi, yavaş yavaş/azar azar yerleşmek
Rho La, -e kadar ; ho, gelmek
Sigma Zi, soğuk ; ik, rüzgar ; ma, anne, yeryüzü
Tau Ta, bulunulan yer ; u, alt, vadi, uçurum
Upsilon U, alt, vadi, uçurum ; pa, havuz ; zi, soğuk ; le, yer ; on, dairesel
Phi Pe, gelmek ; hi, çamur, balçık
Chi Chi, ağzını açma
Psi Pe, gelmek, dışarı ; zi, duman, buhar
Omega O, orada ; mec, girdap ; ka, tortular, birikintiler

 

Kelimeler sıralandığında çıkan serbest okuma metni:

“Sular şiddetle ovalara hücum etti. Kıyıların bulunduğu yerlerde tüm alçak zemini kapladı. Yeryüzü sular altında kaldı; sular yaşayan ve hareket eden her şeyin üzerine yürüdü, temeller sarsıldı ve Mu toprakları battı. Sadece zirveler görünüyordu sular üzerinde, soğuk rüzgarlar ağır ağır gelene kadar kasırgalar esti.  Eskiden vadilerin olduğu yerlerde büyükçe derin yerler, buz çukurları oluştu. Delikler çamurla doldu. Dumanların ve lavların fışkırdığı bir ağız açıldı.”  

Yunan abecesinin Mu’nun resim karakterlerinde yazılmış hali

Kaynakça:

James Churchward – The Lost Continent of Mu

Tags:

1 Comment

Comments are closed.