Özgeçmişimizde İngilizce “okuma-yazma-konuşma” için C2 yazarken dikkatli olmak gerek. Ölüm tehlikesi var!! :)
Uluslararası bir firmada yaklaşık bir yıl önce işe başlayan Fırat Soyluer (26), dalgınlıkla açtığı telefonda arayanın İngilizce konuşması üzerine şoka girerek hastanelik oldu. Kaldırıldığı hastanede yoğun stres ve baskı kaynaklı kısmi felç geçirdiği tespit edilen genç mühendisin tedavisine devam edilirken, hasta yatağında sık sık İngilizce fiil çekimlerini tekrarladığı ve anlamsız cümleler sayıkladığı gelen haberler arasında.

Yaşanan bu talihsiz olayın ardından Soyluer’in iş arkadaşları ve ailesi hastaneye akın ederlerken, anne Nimet Soyluer’in “Oğlumuz askerden geldikten sonra çok zorlu bir süreç geçirdi. Her iş görüşmesi öncesi odasına kapanıp, tövbe yarabbim, dua ezberler gibi sürekli yabancı dilde aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu. Bir dönem tarikata falan girdiğinden bile şüphelendik…” şeklindeki açıklamaları, talihsiz gencin bir şekilde ezberine aldığı birkaç İngilizce kalıp ve havalı cümle ile mülakatlarda insan kaynakları birimini atlattığı ihtimalini gündeme getirdi.

Müdürü de fark etmemiş

Şirketlerinin böyle bir olayla gündeme gelmesinden kendilerinin de rahatsız olduğunu ifade eden Soyluer’in yöneticisi Fatih Beyazkaş ise, “Hadi İngilizce mülakat bölümünü bir şekilde geçmiş de, bu çocuk 1 yıl boyunca durumu nasıl idare etti onu biz de anlamadık” diyerek, şaşkınlığını gizleyemedi. Soyluer’in CV’sinde yabanci dil bilgisini “yazabilme 9, okuyabilme 9, konuşabilme 8” olarak belirttiğinin altını çizen Beyazkaş, şöyle devam etti:

“Şimdi her şey yerli yerine oturuyor. Ofiste bazen çok tedirgin bazı zaman da pek neşeli tavırlar sergilerdi. Her çalışanda farklı bir şekilde gözlemlenen dengesizlikten bunda da var diye düşünüp üzerinde durmadım. Özellikle ofise yurt dışından misafirlerimizin geldiği günlerde daha da tedirgin bir hale bürünür, adeta transa geçerdi. Sanırım o sıralar kafasında ‘Nice to meet you’, “Did you like İstanbul?”, ‘How can I help you?’ diye tekrarlayıp duruyormuş…”

“Telefonunda sorun var sanıyorduk”

Soyluer’in mesai arkadaşı Zeynep Yolver ise, olayın canlı tanığı olarak şu açıklamaları yaptı:

“Fırat işe başladığından beri sessiz, içine kapanık bir çocuktu. Zaten masalarımız yonca şeklinde olduğundan çalışma saatlerinde pek de görmeyiz birbirimizi ama birkaç kez kulak misafiri olduğum kadarıyla, telefonda ısrarla ‘I couldn’t hear you? Please send e-mail’ gibi şeyler dediğini duymuştum. Olay günü ‘I couldn’t, I couldn’t’ diyen sesi ile birlikte kesik kesik solumalar ve hırıltılar duydum. Ben yetişinceye kadar koltukta titremeye, seyirmeye başlamıştı. Çok acı bir manzaraydı, düşündükçe hala titriyorum. Arayan kişinin Fransa’dan olduğu aksanından güç bela anlaşıldığında ise biraz ona hak vermedim değil. Ben bile ancak o kadarını anlayabildim yani…”

Yurdun her yerinden destek mesajı yağıyor

Yaşananların ardından Fırat Soyluer’in yattığı hastaneye yurdun dört bir köşesinden geçmiş olsun ve destek mesajları yağarken, özellikle düz liselerde ve devlet üniversitelerinde yabancı dil eğitimi almış binlerce çalışan Fırat’ın etrafında kenetlenmiş durumda. Gönderdikleri mesajlarda, Fırat’ın yaşadıklarının her birinin ortak sorunu olduğunu belirten destekçilerin, bu trajediyi uluslararası arenaya taşımak için ortak bir İngilizce metin üzerinde çalışmaya başladıkları da gelen bilgiler arasında. Toplam 10 cümle olması öngörülen metnin, önümüzdeki aylarda tamamlanması bekleniyor.
http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=60572

Tags: