Yoğun stres, zamana karşı yarışma, beynimizin her yönünü kullanma, uykusuzluk ve ağır metinler sebebiyle çeviri mesleğinin fiziksel götürüleri olduğu kadar ruhsal götürüleri de mevcuttur. Bu yüzden mesleğin özellikle beşinci yılından sonra işe karşı bir uzaklaşma başlar. İster kronik bir isteksizlik, ister yoğun temponun rutin hale gelmesinin yola açtığı basit bir  sürmenaj hali deyin, bu durum bir çok çevirmen tarafından yaşanmakta.  Hatta karşılık gelen bir terim bile var: Procrastination. Çeviri Blog’ta bu terimi Türkçeleştirmek ve çözüm önerilerini konuşmak için bir tartışma düzenledik. Procrastination için gelen çeviri önerileri arasında “savsaklama”, “ağırdan alma” , “erteleme” , “sallama” gibi karşılıklar yer aldı.  En çok oyu olan ise erteleme sözcüğü oldu. 

Erteleme durumundan birçok çevirmen arkadaşımızın müzadarip olduğu görüldü. Elinde teslim tarihi yaklaşmış işi veya işleri olduğu halde çalışmayı erteleyip ” çeviri yapmasam da ne yapsam?” diye düşünen bir çok meslektaşımızın en çok yaptıkları aktiviteler sırasıyla şu şekilde:

1- İnternete gezinip ilgi alanlarında veya ilgim olmayan konularda araştırma yapmak

2- Temizlik

3-Bilgisayarda oyun oynamak

4- Şarkı dinlemek, video seyretmek, sosyal medya hesaplarında dolaşmak, kitap okumak vb.

5- Dışarı çıkmak

6- Camdan dışarıyı seyredip hüzünlenmek

7- Öyle bir zaman yok

8- Yeni yemek tarifleri denemek

9- Kelime dağarcığı geliştirmek

10- Çeviri Blog’ta tartışma var mı diye bakmak, varsa katılmak, yoksa çıkarmak :)

Gülmeyin! Hepimizin başına gelen bir durum ve oldukça da sık rastlanıyor bu duruma.

Bunu çözebilmek için de mutlaka deşarj olmamız şart, aklımıza gelen her türlü yolla. Yemek yapmaksa yemek yapmak, temizlik, sohbet, müzik, kitap vs. Bu deşarj olmazsa çevirmende çevirdiği sözcüklerin getirdiği beyin yükü birikmeye başlar ve en sonunda onu sürmenaja götürür.  Daha önce işlediğimiz çevirmen sürmenajında şunu demiştik hatırlarsınız : “Çevirmen sürmenajı aslında bir nevi duygusal bir depresyon halidir. Belirtileri arasında ruhsal ve bedensel yorgunluk, bıkkınlık, isteksizlik, dikkati toparlayamama yer alır. Çeviri yapmayı bırakın en basit günlük aktivitelere karşın bile isteksizdirler. Gece geç yattıklarından dolayı sabah geç kalkmaları olağanken bir yerden sonra yataktan hiç kalmak istemeyebilirler.” Buna ilave olarak dikkat dağınıklığı ve dikkat eksikliği de görülüyor.

Peki ne yapmalıyız? Neler yaparak bu erteleme durumunun önüne geçebiliriz?  ‘Uykusuz kalmamak’ tabii ki en başta gelen çözüm önerisi. Fakat bunu yapmamız biraz zor gözüküyor.

Uykusuzluğa alışmak( uyku egzersizleri), çalışma saatlerinizi geceye kaydırdığınızda gündüz uyumak veya kaliteli uyku uyumak. Hangisi size uygunsa.

İkinci seçeneğimiz ise besin desteği ile takviye etmek. Fındık, ceviz, badem gibi kuruyemişler, B12 içeren her türlü gıda ( balık, yengeç, ıstakoz, karaciğer, sığır eti, süt ürünleri), vitamin ve mineral destekleri, özellikle D vitamini

Düzenli spor

Gerekli ise reçeteli ilaç desteği

 

Tags: