”Zaman su misali akıp geçiyor.

Çok duyarız bu kelimeleri büyüklerimizden, yadırgamayız; fakat kendinizi bu cümleyi söylerken buluyorsanız artık, tebrikler, büyüyorsunuz! Okulun kapısından çıkıp şu an için bilinmeyenlerle dolu ve biraz da ürkütücü olan iş dünyasına atılmadan önce İngilizce Mütercim Tercümanlık bölümünü yeni seçecek olan veya önünde birkaç yılı olan arkadaşlara ”keşke bölüme girmeden önce bilseydim” dediğim noktalardan bahsetmek istiyorum.

1.Bölümle ilgili gerçekçi olmayan düşünceler

Herkesin her meslek hakkında pek ”bilgili” olduğu malum. Fakat siz yine de çevrenizden gelebilecek ‘‘ooo çok para var köşeyi dönersin” veya ”öğretmen ol daha iyi” gibi yorumlara aldırış etmeyin. Bu mesleği yıllardır yapan ve bizlere yol göstermek için çok çalışan güzel insanlara kulak verin. Tutarlı bilgiler edinip yol haritanızı ona göre belirleyin.

2.Çeviriye dair dersler

Elbette lisans eğitimi boyunca çok önemli dersler alıyoruz ve bilgi birikimi yapıyoruz. Ancak bazen programda görünen dersleri çeşitli sebeplerden dolayı almak mümkün olmayabilir veya aldığınız her ders çeviriyle ilgili olmayabilir. Örneğin girmiş olduğunuz üniversitenin ders listesinde ”haber çevirisi”  dersi yazması o dersin %100 verileceği anlamına gelmiyor.

3.Her şeyi derslerden beklemek

Önceki maddeyle bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Demek istediğim, istediğiniz konu okulda ele alınmıyor diye peşini bırakmayın. Okuyun, araştırın; o alanda çalışan ve uzman olanlardan fikir almayı deneyin. (Bu madde tarafımca denendi ve onaylandı :))

4.Dünya bilgisi ve kültürel birikim

Başka ülkeler, farklı kültürler hakkında bilgi sahibi olmak her zaman çevirmenin işini kolaylaştıran bir meziyettir. Bu sebeple çok okumak, çok haber izlemek gerekir. Elbette çok gezen de bilir, onu da atlamayalım.

5.Zorunlu staj kabusu

Başlığın korkutucu olmasına bakmayın, yazar burada stajın önemine vurgu yapmak istiyor. :) Stajı çoğu öğrenci ”bitsin gitsin” düşüncesiyle yapıyor. Halbuki bu süreç gerçekten faydalı şeyler öğrenmek ve sektöre şöyle bir göz kırpmak için harika bir fırsat olabilir. Staj yapacağınız yeri seçerken şunları göz önünde bulundurun: Proje yönetimi profesyonel şekilde yürütülüyor mu, bilgisayar destekli çeviri programları kullanılıyor mu, yapılıyor ve kullanılıyorsa işletme bunları öğrenciye öğretmeye istekli mi? Konuyla ilgili detaylı yazımız için bkz: staj: çevirmenlik yolunda ilk deneyim

6.Teknolojiyi kucaklayın

Her ne kadar internet ve bilgisayarlar hayatımıza nüfuz etmiş olsa da kendimde ve çevremde eleştireceğim nokta gerekli bilgisayar programlarına (word, excel vb.) yeterince hakim olmayışımız. Bunları sular seller gibi bilmemiz bize çok fayda sağlayacaktır. Aynı zamanda çeviri sürecini bizler için çok daha pratik hale getiren, arşivlemeyi, planlamayı, kalite kontrolü kolaylaştıran bilgisayar destekli çeviri programları hakkında bilgi sahibi olmalı, gelişmeleri takip etmeliyiz; bunları ne kadar erken öğrenmeye başlarsanız gelişmek için o kadar çok vaktiniz olur.

7. Öğrenmenin sonu yok

Bu herkes için böyle elbette, fakat bizler için iş daha da dallı budaklı bir hal alıyor. Karşınıza gelebilecek çeviri konularının çeşitliliğini tahmin bile edemezsiniz. Bunlarla başa çıkmak için araştırmacı gazeteci kimliğinize sık sık bürünmeniz gerekecek.

Bütün bu maddeleri saydıktan sonra belirtmek isterim ki eğer bu mesleği gerçekten yapmak istiyorsanız ve ne gerekiyorsa yapmaya hazırsanız güzel duygular sizi bekliyor. Üniversite sizler için bilgiyi nerede bulacağınızı öğrendiğiniz yer olsun, araştırmaktan ve çalışmaktan vazgeçmeyin. Umarım hepimizin emekleri karşılığını bulur, başarılar dilerim… :)

 

”Geleceğin çevirmenleri arasında yer almak ve dünyadaki iletişim köprülerinin mimarlarından biri olmak istiyorsanız bu mesleğe saygı duymalı; kendinizi, kültür seviyenizi, öğrenme aşkınızı, azminizi ve çalışma sevginizi hep bir adım öteye taşımalısınız. Çeviri için harcadığınız her dakikanın size karşılığını vereceğinden emin olun.”

Senem KOBYA

Tags: