14 seneden fazladır çeviri yapmıyorum, Google’dan önce çeviri dünyası nasıldı tecrübe edemedim.Aama Google da ondört senedir bu kadar aktif değil ki zaten. İkimizin de bu işlere girişmesi aynı zamana denk geliyor diyelim o halde. Onun alıp başını gittiğinin de farkındayım, yüzüme vurmanıza gerek yok.  Google’ın hayatımızı ne kadar güzelleştirdiğini herkes sayfa sayfa anlatmış zaten. Bu bir ÇeviriBlog olduğuna göre bu yazı da haliyle Google’ın çevirmenlerin hayatını nasıl etkilediği ile alakalı.

İnternet sözlükleri bu kadar yaygın olmadan ve sözlüklerde de  bulamadığımız bir kelimenin anlamını Google’da 2 saniyede farklı yerlerdeki kullanımlarından yararlanarak çıkartamadan önce bir çevirmenin kendini geliştirmesi ancak yabancı yayınları takip ederek, Sahafları altüst ederek ve yurtdışından bir misafir gelse de konuşup pratik yapsam diye dua ederek mümkündü. Özellikle alanımızın dışında çevirilere bulaştığımızda bir de benim gibi hastalık derecesinde doğru çeviri yapmaya takıksanız bir teknik çevirideki muhtemelen o dili konuşan insanların da %99’unun bilmediği istif contası gibi bir kelime sizin kabusunuz olabiliyordu. Mecburen yakın anlamlı bir şey yazıp, altına çevirmenin notu başlıklı çeviriden uzun notlar ekleyebiliyorduk. Fakat Google bu kadar yaygın ve geniş kapsamlı olduktan sonra her şey elimizin altına serildi.

Google Görseller çıktığında ise bir basamak daha atlamış olduk, bazen bazı şeyleri okumak yetmiyor bildiğiniz gibi. Görerek çok daha rahat biçimde algıladık. Google Maps ile turizm çevirilerinde kademe atlamış olduk, tarihi çevirilerde araştırma yapma imkanımız oldu. Ve tabii bizim sektörü kökünden değiştiren bir şeyin de altında Google’ın imzası var: Google Translate

Her tercümanın/çevirmenin rüyasıdır: Bir paragrafı bilgisayara yazayım, bana yakın bir şekilde çevirisini versin, ben de gramer kontrolünü ve terminolojiye uygun olarak düzenlemesini yapayım ve böylece konunun içeriğini öncelikle internette araştırmak, konuyu tam anlamıyla algılayıp kafamızda netleştirdikten sonra, bilinmeyen kelimeler için saatlerce araştırma yapmadan, sadece dilbilgisi, yazım ve lokalizasyon ile birlikte çevirme/tercüme işini yapayım. Fakat tabii ki şimdiye kadar böyle bir şey mümkün değildi.

Gerçi trados vs gibi yardımcı programlar ile birlikte işimiz epey kolaylaştı ama günümüz piyasasında artık eskisi gibi 10 sayfa için 1 hafta verilmiyor, özellikle İngilizce ve Almanca gibi çok kullanılan dillerde günde 30-40 bin boşluksuz karakter (teknik, hukuk, tıbbi, edebi veya akademik olması fark etmeden) kusursuz ve eksiksiz çeviri yapmamız bekleniyor. Bu durumda bizim de kendimizi makineleştirmekten başka bir şansımız kalmıyor.

Her işe el atan ve altından da başarıyla kalkan Google’ın 40 dilden sonra Türkçe dilinde de hizmet vermeye başladığını duyunca bu nedenle çok sevinmiştim. Çünkü Almanca-İngilizce sözlüklerini kullandığımda bir çeviri program için umut vaat eden bir alt yapı ile karşılaşmıştım. Türkçesi ise maalesef şu an için o kadar iyi değil, ama bunu Türkçe- İngilizce arasındaki gramer ve cümle kuruş yapılarının tamamen farklı olmasına bağlıyorum.

Zamanla çok daha iyi oturacağına inanıyorum. Belki profesyonel çeviri için henüz yetersiz ama çevremde gözlemlediğim kadarıyla özellikle İngilizceyi çat pat anlayan gençler arasında yurtdışındaki bir siteyi incelerken veya konu araştırması yaparken, ana içeriğin ne olduğu veya neden bahsedildiği hakkında biraz detaylı bilgi almak istediklerinde sıklıkla başvurdukları bir çeviri motoru pozisyonunda. Bizim yararlanacağımız aşamaya da 2-3 sene içinde geleceklerini düşünüyorum.

 

 

Tags: