Çevirmenlerin hayatını en çok etkileyen problemlerden biri de uyku. Özellikle serbest çevirmenler iyi bilirler, çevirmenin gecesi gündüzü yoktur! Böyle durumlarda da uyku açmak için kafein içeren çay ve kahve pek çok kişinin yardımına koşuyor. Ancak çok yoğun dönemlerde salt çay ve kahveyle uykusunu yenemeyen çevirmenler farklı yöntemlere de başvurabiliyor. Diyelim ki ertesi güne yetiştirmeniz gereken bir çeviriniz var ancak sizi öyle bir uyku bastırdı ki bırakın çeviri yapmayı, okuduğunuzu anlayamıyorsunuz bile! Biz de bu durumda kendine özgü yöntemler geliştiren çevirmenlerin tavsiyelerini dinledik…

Kimi çevirmenler klasikten şaşmayarak çay ve kahveye sarılıyor, kimisi ise kendini canlı tutmak için çeviri eşliğinde hafif bir müzik dinlemeyi tercih ediyor. Hatta gece soğuğu beni kendime getirir diyerek balkona çıkan fedakar çevirmenlerimiz bile var! Arada esneme gerinme hareketleri yapanlar veya kısa molalarla kendini teşvik edenler de bunların işe yaradığını belirtiyor. Ancak sağlıklı bir çalışma hayatı için çevirisini gece değil de sabah yapmayı tercih eden ve çalışmalarını dakikalara göre bölüp kendilerine mola için vakit ayıran çevirmenlerimiz çay, kahve ve uykusuzluğun sağlıksız olduğunu belirterek böyle bir hayat düzeninin kendilerini daha zinde hissettirdiğini söylüyor. Sağlıksız içeceklerin yerine soda koymak da bir zindelik kaynağı.

Biyolog çevirmenlerimizden Ümit Yakup Dural’ın önerileri ise şöyle: Çay ve kahve yerine ılık su içmeyi ve gündüz saatlerini değerlendirmeyi öneriyorum. Çevirmenliğin yanı sıra bir biyolog olarak da ifade etmek isterim ki insan vücudu ve özellikle beyin gece dinlenip sabah 5 ten sonra açılacak şekilde tasarlanmıştır. Bundan dolayı gece geç yatıp iş bitince sabah uyumak demek gece kapanması gereken bir makineyi çalıştırıp sabah ta tam çalışmak istediği zaman zorla kapatmak demektir. Doğal olarak bu çalışma sistemi makineyi bozacaktır. Gece çalışmanın zararı kanserden koruyucu hormon özelliğindeki melatonin adlı hormonun en küçük ışık huzmesinde bile sentezinin durmasıdır yani gece çalışılan saatlerde kansere karşı en etkili korumamızı saf dışı bırakmış oluyoruz. Gece çalışıp iş bittikten sonra gündüz uyuyakaldığımızda ise gün ışığı ve enerjisinin vücuda getireceği yararlı hormonların etkisinden mahrum kalmamızdır.Ayrıca çevirmen arkadaşlarım emin olsunlar ki sabah vücudun uyandığı zaman yapılan bir saatlik çeviri geceleyin yapılacak 4 saatten daha etkili olacaktır. Çünkü gece yapılan çevirinin de kontrolü ciddi zaman ve emek kaybına neden olmaktadır. Bu arada bir bilgiyi de sizlerle paylaşmak isterim. Beynin dinlenmesi için 4 saatlik uyku yeterlidir. 8 saatlik uyku da vücudun dinlenmesi için yeterlidir.

Tags: