Drogmanlar (veya Dragomanlar), Osmanlı İmparatorluğu’nda ve daha sonra Türkiye Cumhuriyeti’nde diplomatik çevirinin doğuşuna öncülük etmiş mütercim-tercümanlardır. Pek az bilinen drogmanlık mesleğinin tarihi, Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı ülkeleriyle yürüttüğü düzenli görüşmelerin başlangıcına kadar uzanmaktadır.

”DROGMAN” SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ

Süryanice kökenli bu sözcük, Arapça’ya (tardjumān) daha sonra Türkçeye (tercüman) olarak geçmiştir. Tagmâna ve targem bu sözcüğün en eski kullanımlarıdır. Bu sözcük, Latince (turchimannus, dragumanus, dracmandus, turchimannus), İtalyanca(drogmano, dragomanno, turcimanno), Fransızca (drughement, drugement, drogman, truchement), İspanyolca (turchiman, trujaman), Almanca (dragoman), Bulgarca(драгоманин), Portekizce (turgeman), Sırpça (terduman, dragomani), Lehçe(turdzyman), Rumca (dragomanus) ve Flamanca (droogman) olarak da ifade edilmiştir.

Bu sözcük Türk dillerinde ise dilmaç ya da tilmaç olarak ifade edilmekteydi. Günümüzde ise, Almanca (Tolmetsch ve Dolmetscher), Rusça (толмач, sık kullanılmıyor), Çekce (tlumoč), Macarca (tolmács), Makedonca (толкувач), Lehçe(tłumacz) ve bunun gibi bazı Avrupa dillerinde kullanıldığı görülmektedir. Bu sözcük günümüz Türkçesinde de halen kullanılmaktadır. Azerbaycan Türkçesinde ise tərcüməçi (mütercim / tercüman) ve dilmanc (tercüman) sözcükleri kullanılmaktadır. Günümüz Almancasındaysa Dolmetscher sözcüğü konferans çevirmenlerini belirtmek için kullanılmaktadır.

Osmanlı dönemindeki belgelerde, büyükelçilerin ve konsolosların mütercim tercümanlarını ifade etmek için ‘’tercüman’’ sözcüğü kullanılırken, neredeyse tüm Avrupa dillerinde ‘’ drogman ‘’ sözcüğü kullanılmaktaydı. Ancak, yazımı ve söylemi bir dilden ötekine değişiklik göstermekteydi.

OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA DROGMANLAR VE GÖREVLERİ

Drogmanlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüne kadar çalışmalarına devam etmişlerdir. Aynı zamanda diplomatik ilişkiler açısından en önemli mevkide yer alan memurlar da onlar olmuşlardır. Osmanlı geleneğinde, İslam dinine mensup kişilerin Avrupa dillerini öğrenmelerinin yasak olmasından dolayı drogmanlar, Hıristiyan ailelerden seçilmişlerdir. Drogmanların görevleri ise şunlardı:

  • Sadrazamın yabancı temsilcilerle görüşmelerini çevirmek,
  • Sultana ve sadrazama yabancı misyonlardan gönderilen mektupları çevirmek,
  • Sadrazamın yabancı temsilcilerle toplantılarına katılmak ve bu toplantıların tutanaklarını hazırlamak,
  • Yurt dışına gönderilen Osmanlı heyetine eşlik etmek,
  • İkili görüşmelerde sözlü çeviri yapmak,
  • Batılı devletlere gönderilen tüm belgeleri hazırlamak.

Osmanlı İmparatorluğu’nun batılı devletlerle olan ilişkisi arttıkça drogmanlar çeviri isteklerini karşılayamaz oldular ve bu durum karşısında her ülke farklı çözüm arayışına girdi. Batılı ülkelerden Osmanlı İmparatorluğu’na devşirilmek üzere getirilen çocuklar Türkçe, Arapça ve Farsça eğitim görüyorlardı. Eğitimlerini tamamlamalarının ardından Osmanlı İmparatorluğu’nda ”dil oğlanı” olarak anılan tercümanlar, zamanla batılı devletlerle diplomatik ilişkilerin kaçınılmaz parçası oldular ve doğulu medeniyetlerin de uzmanı haline geldiler. Aynı zamanda dil oğlanları bu gelişimlerinin ardından drogmanların da yerine geçmişlerdir.

Sonuç olarak, mütercim tercümanlık mesleğinin kökeni, binlerce yıl öncesine dayanmakla beraber yıllar içinde isim değişikliğine uğramıştır. Bu köklü meslek insan, dil ve kültür üçlüsünün olduğu her koşulda varlığını sürdürmeye devam edecektir.


Kaynakça:
aiic.net

Tags:

2 Comments

  1. Elif Derya Hanım,yorumunuz ve vermiş olduğunuz ek bilgiler için çok teşekkür ederim.

  2. Pırıl Cennet gerçekten harika bir çalışma hazırlamış. Merakla beklediğim bir yazıydı. Ellerine sağlık.

    Osmanlı Devleti’ nde tercümanların çalışma alanlarını ise ek bilgi olarak vermek istedim:
    Eyalet Tercümanlığı
    Eyalet Divan Tercümanlığı
    Eyalet Mahkeme Tercümanlığı
    Donanma/Derya Tercümanlığı
    Yabancı Elçi ve Konsolosluk Tercümanlığı

    Yine kendimi tutamayıp bir şeyler eklemek istiyorum: Tercümanlık kurumunun ne zaman kurulduğu bilinmemekle birlikte tarihin eski devirlerinden beri mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Bu kurumun varlığı hakkında yapılan son araştırmalar bizi daha çok Ortaçağ’a Abbasi Halifeliğine götürmektedir. Bu ilk tercümanlar İslam Devleti’nin Arap olmayanlarla olan mali, diplomatik ve ticari ilişkilerinde önemli roller oynamışlardır.

    Daha fazla bilgi için Tarihçi Sayın Sezai Balcı’ nın ilgili Doktora Tezine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

    https://acikarsiv.ankara.edu.tr

Comments are closed.