Bir çocuk, üç ya da dört dili eş zamanlı öğrenerek büyüyebilir. Çünkü çocuk/bebek için dil öğrenmek, çevresindekilerle nasıl anlaşacağını bilmek ile aynıdır.
Uzmanlar, dil öğreniminde en ideal dönemin 2 ile 7 yaş aralığını kapsayan dönem olduğunu belirtiyor.

Uzmanlara göre yabancı dil eğitimi küçük yaşlarda başladığında öğrenme daha kalıcı oluyor. Avrupa Birliği ülkelerinde erken çocukluk döneminde başlatılan eğitimlerde öğrencilerin bütün derslerle etkileşim içinde öğrenmesi sağlanıyor. 2 ile 7 yaş aralığının dil öğrenmede en verimli dönem olduğunun altı çiziliyor.

Çocukların yabancı dil öğrenmesi üzerine yapılan bilimsel çalışmalar ise dil öğrenimine başlama yaşının 3-4 yaş aralığı olduğunu gösteriyor. Bu süreç doğal bir biçimde gerçekleşiyor. Bebeklerse yaşamlarının ilk aylarında dünyadaki tüm dilleri oluşturan 200 sesi algılama kapasitesine sahip.

Zamanla bu yeteneklerini yitiren bebekler, ebeveyn veya bakıcılarından duydukları sesleri ve kelimeleri kullanarak ilk anlamlı sözcük ve cümleleri kurmaya başlıyor ve konuşmayı öğreniyorlar. 24-30 aylık bebekler ise anadillerinde dil bilgisi açısından basit, anlamlı cümleler kurup iletişime geçiyorlar. Çocuklar esnek beyin yapıları olması sebebi ile 5 yaşına kadar öğrendikleri dili/dilleri daha hızlı ve ana dil telaffuzuna yakın konuşacak şekilde öğrenebiliyorlar ve bilgileri uzun süre zihinlerinde tutma yeteneğine sahip oluyorlar.

“İKİNCİ DİL İÇİN 3 YAŞ İDEAL”

2-7 yaş arası en kazançlı dönem. Bu süreçte çocuklar dil öğrenme gelişimlerini tamamlamaya ve sembollerle düşünmeye başlıyor. Ben-merkezci olup başkalarının bakış açısını algılayamadıklarından bu dönemde onlara sunulan ikinci dili, bütünsellik içinde bakarak benimsiyorlar. Bu nedenle ikinci dili çocuklara öğretmek için en ideal zaman 3 yaştır. Bu dönemde çocuk, artık birinci dilinde gelişimini kısmen tamamlamış, düzgün basit cümleler kurabilir düzeydedir. Kelime hazinesi 300’e kadar genişler. Ancak bu aşamada ikinci bir dilin çocuğa sunulması onun birinci dilde gelişimine herhangi bir şekilde etki etmez. Çünkü bilişsel olarak çocuk, her şeye bir bütünsellik içinde bakmaya devam eder.

Bu konuda çocuk gelişimi ve psikoloji konusunda eğitim almış ve dil edinci konusunda bilgi sahibi öğretmenlerle eğitim verilmeli. Çünkü 3-5 yaş aralığındaki bir çocuğa verilecek yabancı dil eğitimi 7-9 yaş arası bir öğrenciye verilecek eğitimden farklıdır.

“ÖMÜR BOYU UNUTULMUYOR”
Ana dil öğrenmenin; okuma ve yazma yoluyla değil, nesneleri kavrama, ifade etme ve konuşma yoluyla gerçekleştirilebileceğini savunan uzmanlar, bu nedenle bebeklere uygulanacak yöntemde; kelime dağarcığını geliştirmeye yönelik oyunların, şarkıların ve müziğin kesinlikle kullanılması gerektiğinin altını önemle çiziyorlar.

Üstelik bebeklerin beynine kaydedilen kelimelerin kalıcılığının ömür boyu  olduğunu da unutmamak büyük önem taşıyor!


ERKEN YAŞTA YABANCI DİL ÖĞRENMENİN ÇOCUĞA SAĞLADIĞI FAYDALAR NELER?

– Çocukta öz güvenin sağlam temeller üzerinde gelişmesini sağlar. Farklı dilden konuşan bir insanı anlayabilmek o dile mensup kişilerle iletişime geçebilmek, o dile ait şarkıları söyleyebilmek, TV izleyebilmek, yazılı kaynakları anlayabilmek çocuğun öz güven gelişiminde büyük bir artı olacaktır.

– Çocuğun beyin gelişimi ve çok yönlü düşünebilme yeteneğini arttıracaktır.

– Yabancı dil öğrenme sürecinde çocuk, erişkinlerin yaşadığı sıkıntıları yaşamadan, yorulmadan ve çok zahmetli çabalar sarf etmeden, oyunlarla, eğlenerek ve aslında güdümsüz şekilde öğrendiğinden daha kalıcı ve doğal öğrenecektir.

– Eğitim hayatında karşılaşacağı ders ve sınavlarda daha başarılı olacaklardır. ABD’de yapılan araştırmalara göre erken yaşlarda yabancı dil eğitimi almış çocuklar ileriki yaşlarında daha başarılı olmuştur.

-Dil edinimi bilimsel olarak kanıtlanmış olduğu üzere insan beynini çok yönlü çalıştıran bir eylem olduğundan çocuğun matematiksel ve bilimsel kabiliyetini geliştirecektir.

– Öğrendiği dilin mevcut kültürünü de bilmesi su götürmez bir gereklilik olduğundan çift dilli çocuklar tek dil bilen çocuklara göre daha geniş bir kültür anlayışına sahip olacak ve yenilikçi düşünce yapısı ile kişisel gelişimi adına erken yaşta bir basamak önde olmuş olacaktır.

– Yabancı dilde olan bu donanımı ile çocuk, diğer dillere de meraklı olacak ve yabancı dil öğrenmeyi zorunluluk değil, genel kültür bazında artış ve gereklilik olarak görecektir.

  

AİLELERİN YAPMASI GEREKENLER NELERDİR?

Normal süreç üzerinden konuşacak olursak bir bebek önce sesleri duymaya başlar, ardından konuşabilmesi ortalama olarak 1-1.5 sene kadar zaman alır. Duyduklarını söylemeye başladığında telaffuzunda bazı hatalar olabilir, bu durumu göz önünde bulundurarak ailelerin çocukları üzerinde baskı kurmaması en önemli etkendir. Unutulmamalıdır ki baskı çocuğun öğrenimini engelleyen ve hatta sonlandırabilecek en tehlikeli durumdur.

Öğrenme esnasında sabırlı olunması, sorulan sorulara çocuğun anlayabileceği seviyede yanıtlar bulunması ve zorunlu-sert eğitim yerine eğlenceli ve yenilikçi metotların takip edilmesi de bir o kadar önemlidir.

Kaynakça: 
http://www.estepstr.com/yabancIDil.html
http://www.milliyet.com.tr/ideal-dil-ogrenme-yasi-3-okuloncesiegitim-1553625/
http://www.hurriyet.com.tr/2-7-yas-arasi-dil-ogrenmede-en-kazancli-donem-26709553

-Derlenmiştir.

Tags: