Telif Hakları

Mütercimler veya tercümanlar ve aracı konumunda bulunan tercüme firmaları ya da kurumlar arasında çoğu zaman ihtilâfa neden olan konulardan biri de telif haklarıdır. Telif hakkı, Türk Dil Kurumu genel sözlüğüne göre “Bir fikir veya sanat eserini yaratan kişinin, bu eserden doğan haklarının hepsi, telif, yazar hakkı, röyalti” anlamına gelmektedir. Ülkemizde telif haklarına ilişkin 05.12.1951 tarih ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu düzenlemeler getirmiştir. Bu kanun tercüme eserlerle ilgili telif hakkının olduğunu da vurgularken Kanunun 18. maddesine göre “Mali hakları kullanma yetkisi münhasıran eser sahibine aittir. Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanır. Bir eserin yapımcısı veya yayımcısı, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir.” Buna göre mütercimler veya tercümanlarla aracı konumunda bulunan tercüme firmaları ya da kurumlar arasında (hukuki anlamda geçerliği bulunan) işçi-işveren ilişkisi varsa bu durumda telif haklarının kullanım hakkı işverendeyken, aksi durumda eser sahibi telif hakkını haizdir. Bununla birlikte yazılı ya da sözlü her (fikir ve sanat) eserin bir telif hakkı olduğu unutulmamalıdır. Telif haklarının ne şekilde kullanılabileceği taraflar arasında tesis edilen bir sözleşmede belirtilebilir. Bu nedenle taraflar arasında sözleşme tesis edilmesi bu anlamda da önem arzeder.

Bu bağlamda MÜTED, telif haklarına açıklık getirilebilmesi için sözleşme esaslı çalışmanın önemini vurgulamakta ve tüm paydaşlarımızın bu konuya önem vermelerini tavsiye etmektedir.

Tags: