Günümüzde hemen her yerde sizi temsil eden soyadınızı düşünün. Tamamı büyük harflerle yazılıyorken yalnızca ortalarda bir harfin küçük harfle yazılmak zorunda olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Yasal belgelerinizde soyadınız şu şekilde gözükecek mesela; ŞAHiN, YILmAZ, AKEr,..

Son zamanlara kadar bu durum, soyadında ‘ß’ harfi bulunan Alman vatandaşları için acı bir gerçekti.

Bilindiği gibi Almanca’da ‘ß’ harfi ‘eszett’ olarak adlandırılır ve bir çok kelimede kullanılır; ‘straße’ (cadde) örneğinde olduğu gibi. ‘ss’ şeklinde de karşımıza çıkabilen bu harfin ilginç bir şekilde şimdiye kadar büyük harflerde karşılığı yoktu.

Mesela ‘a’ büyük harf karşılığı olarak ‘A’ya; ‘b’, ‘B’ye sahipken, ‘ß’ harfi karşılıksız kalıyordu. Eğer bu harfi büyük yazmanız gerekirse seçenekleriniz ya ‘SS’ şeklinde yazmak ya da durumu kabullenip ‘STRAßE’ yazmaktı; tıpkı Türkçe’de ‘CaDDE’ yazmak gibi!

Sonunda 29 Haziran’da Alman Dil Kurumu ‘ß’nin de büyük harflerde bir karşılık hakettiğini duyurdu: ẞ.

Alman Dil Konsülünün 2017 yazım kılavuzuna göre; “ß harfi büyük karakterde yazılacağında ‘SS’ kullanılır. Alternatif olarak; ß’nin büyük harf karşılığı olan ẞ de kullanılabilir. Örnek: straße >> STRASSE / STRAẞE ”

Bu maddeyle birlikte, bir döneme damga vuran ve hala tartışılan ‘Oxfard virgülü’ meselesine benzemiş bu tartışma da sonlanmış oldu.

Eszett harfi Almanca konuşulan her yerde kullanılmıyor. Öyle ki, İsviçre bu harfi yıllar önce kullanımdan düşürdü. Ne var ki bu harfin varlığı bir anlamda okuyuculara telaffuz açısından kolaylık sağlıyor. Kelimedeki ß harfi, kendisinden önce gelen sesli harfin telaffuzunun uzun tutulacağını göstermekle birlikte, ‘ß’nin ‘z’ olarak değil; ‘ss’ olarak okunacağını belirtiyor. Ek olarak, art arda gelen iki ünlü sesten sonra gelen ‘ß’ harfi, ‘ss’ olarak okunacağının ipucunu veriyor. Örnek olarak, Berlin’de bulunan Torstraße’yi alalım: Kelimedeki ß harfinden yola çıkarak doğru telaffuzun ‘tore + strah + zuh’ değil; ‘tore + straah + suh’ şeklinde olacağını anlıyoruz.

Alman matbaasının evrimi, eszett harfinin bu yapayalnız yolculuğunda büyük rol oynamıştır. Almanya, 20.yy’a kadar, büyük harflerin yazımını oldukça gösterişli kılan Gotik yazım türünü kullandı. Harflerin tamamı büyük karakterde yazılmış olan kelimeler neredeyse okunaksızdı ve doğal olarak basımları çok az yapılıyordu. Üstelik, ß harfi daima bir sesliden sonra gelip, hiç bir kelime ‘ß’ ile başlamadığından büyük harf karşılığına ihtiyaç duyulmadı. Bahsettiğimiz Gotik yazı örneğini görebilirsiniz; ‘BERLİN’ yazıyor burada :

Böylesi bir dönemin sonunda Almanya, sonraları ‘ß’nin büyük harf karşılığının ne olacağına dair tartışmaları beraberinde getirecek olan, büyük harflerin daha kolay ve yaygın olduğu Roman alfabesine geçti. Eszett için büyük harf karşılığı tartışması hala devam ediyordu ve 1903’teki bir Yazım ve İmla Toplantısında, uygun bir karşılık bulunana kadar ‘SZ’ harflerinin kullanılabileceği kararı alındı.

O dönemde sunulan büyük eszett harfi de ne yazık ki rağbet görmedi ve yazım kurallarıyla da çelişince ortaya 30 küçük ve 29 büyük harften oluşan bir alfabe çıktı.

Günümüzde duruma yönelik düşünüldüğünde ise eszett harfinin büyük karşılığı olmamasının hala bir takım sorunlara sebep olduğunu görüyoruz. Alman pasaportlarında isim-soyisim bilgilerinde büyük harf kullanıldığını göz önünde bulundurursak, soyadında ‘ß’ harfi geçenler, doğrulanamayacağını bile bile soyadlarıni formlarda ‘SS’ olarak belirtmek zorunda kalıyorlardı.

Diğer alanlarda da benzer sorunlarla karşılaşıldı nitekim; ‘fußball’ şeklinde yazılan ve ‘foos + ball’ olarak telaffuz edilen ‘futbol’ kelimesi ‘fussball’ olarak yazıma dahil oldu ve telaffuzu da haliyle ‘fuhss + ball’ olarak değişti.

Stephan Hawking’in ‘The Universe in A Nutshell’ adlı kitabı, hem ‘Das Universum in Der Nussschale’ hem de ‘Das Universum in Der Nußschale’ şeklinde basıldı.

Konsülün büyük eszett’e yönelik girişimi, oluşturulacak bu karakterin tasarımına dair fikirleri de beraberinde getirdi. Köşeli ve keskin hatlı mı olacak yoksa kıvrımlı ve daha yumuşak hatlı mı? Ve en önemlisi standart Alman klavyesinde nerede yer alacak?

Esasen, 10 yıldan daha uzun bir süre önce büyük eszett harfi yazım kurumlarınca kabul görmüş ve yazım karakterleri tasarımcıları tarafından listeye alınmıştı bile. 2007 yılında Alman Standardizasyon Kurumu (DIN), büyük eszett harfi için Uluslararası Standardizasyon Kurumuna (ISO) başvurdu ve bir yıl sonra yapılan düzenlemeler büyük eszett harfini de içeriyordu.

Her ne kadar bu büyük eszett harfi için tasarımlardan bilgisayar programlarına kadar her şey hazır olsa da Alman Dil Konsülünün bu harfi benimsemesi ve harfin kullanımının yaygınlaşması kolay olmadı.

“A’dan Z’ye diye bir şey var ve adı üstünde; tamamlanmışlığı belirtiyor.” diyor harf tasarımcı Andreas Stötzner. “Tamamlanmış bir alfabeye yeni bir harf eklemek bir anlamda rahatsız edici.” Ve ekliyor; “İnsanlar, ‘eklenmesi gerekiyorsa neden şimdiye kadar buna sahip değildik; şimdi neden buna ihtiyacımız var?’ diye düşünüyor ve ‘şimdiye kadar yoksa bundan sonra da olmayabilir’diyorlar.”

Kaynak: QZ

Tags: