“Merhabalar, sizi  basından “Türkiye’nin ilk Sağır Tercümanı” olarak tanıdık. Fakat bizlere kendinizi biraz tanıtabilir misiniz?”

Ben Sinan, 4 yaşındayken geçirdiğim kaza sonucu uzun süren bir hastane serüveninden sonra bir mucize olarak sadece işitme kaybıyla ayağa kalktım. İlkokulu ve ortaokulu karma okullarda, lise eğitimimi de işitme engellilere özel olan bir lisede tamamladım. Lisans eğitimimi 19 Mayıs Üniversitesinde Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Fakültesinde tamamladım. Şu an Ankara Üniversitesi Türk İşaret Dili Tercümanlığı Yüksek Lisans programında eğitim hayatıma devam etmekteyim. İlk Tercüman değil de yüksek lisans yapan ilk tercüman adaylarından biriyim.

“Şu anda Ankara Üniversitesi Türk İşaret Dili ve Sağır Çalışmaları Anabilim Dalı öğrencisisiniz, nasıl bir eğitim programı içinden geçiyorsunuz?”

Şimdiye kadar aldığım en farklı eğitim hayatımı yaşıyorum. Hocalar işaret diline hakim. Sağır, coda ve konuşan öğrenciler de var. İşaret dili bilmeyen hocaların dersleri için tercüman desteği var. Bölümle tamamen alakalı dersler alıyoruz. Buraya girene kadar işaret dili bilgimin yeterli olduğunu düşünüyordum. Fakat bu dilin farklı yapıları ve yöntemleri olduğunu öğrendim. 

“Herhangi bir kurumda tercümanlık yapıyor musunuz? Ve duymayan bir birey olarak iletişimi nasıl aktarıyorsunuz?

Daha önce lisedeyken arkadaşlarıma yaptığım, tercümanlık sayılır mı bilmiyorum. Lisenin ilk öğrencilerinden biriydim ve haliyle hocalar da lisenin ilk öğretmenleriydi. İşaret dilini bilen bir hoca yoktu. Kısa sürede arkadaşlarımla kaynaştıktan sonra işaret dilini öğrendim ve o dönemde hocanın anlattıklarını arkadaşlarıma aktarıyordum. Duymadan nasıl aktarım yaptığıma gelirsek, çok iyi dudak okuyabiliyorum. Tabii ki bazı kişilerin konuşmalarını anlamadığım oluyor. Bunun dışında, gönüllü olarak arkadaşlarıma yardımcı olmak için hastane, karakol, iş başvuruları gibi alanlarda da çeviri yaptığım oldu. Resmi olarak hiç bir kurumda tercüman olarak çalışmıyorum. 2019 Aralık ayında Ankara’da “Dünya Fide Satranç Turnuvasında” tercümanlık yaptım. Bu turnuvada yabancı katılımcılar da vardı. Bir Tercüman arkadaşımın Türkçe sesi, işarete çevirmesini izleyerek ben de uluslararası işaret dili aktarımı yapmıştım.

“Genel olarak en çok merak edilen konulardan birisi : “Türk İşaret Dili” evrensel bir dil mi?”

 Hiç bir işaret dili evrensel değildir. Her ülkenin kendine ait el alfabesi ve işaretleri var. Aralarında bir kaç işaret benzerliği olabiliyor. Dünyada ortak kullanılan “Uluslararası İşaret” var.

“İşaret dillerinin hangilerine hakimsiniz?”

Türk İşaret Dili anadilimdir. Tam olmasa da “Uluslararası İşaret Dili” de biliyorum.

“Bizlere Türk İşaret Dili ve Uluslararası İşaret Dili arasındaki farkı anlatabilir misiniz?”

Bu iki dil için de bir kaç işaret benzerliği olması dışında dilbilgisi, el şekilleri, hareketler, el dışı işaretler (mimik) tamamen farklıdır.

“Lisans eğitiminizden sonra, akademik anlamda kendi alanınızla ilgili bir bölümde devam ediyorsunuz. Peki mezun olduktan sonraki kariyer planlarınız nedir?”

Lisans eğitimi alırken beden eğitimi öğretmeni olma hayalim vardı. Bu yüksek lisans programının açılacağını duyunca öğretmenlik hayalimi askıya aldım. Evet şu an okuduğum okulda, TÖMER’de İşaret Dili Eğitmenliği yapıyorum. Mezun olduktan sonra bu alanda bir mesleğe yerleşmek istiyorum fakat olmazsa beden eğitimi öğretmenliğine dönebilirim ama tercümanlık alanında bir kariyer olursa çok iyi olur. Yüksek lisans eğitimimi tezsiz olarak alıyorum. Daha sonra yabancı dil sınavında barajı geçebilirsem tezli olarak tekrar okumayı planlıyorum. Daha sonra nasipse doktora…

“İki dil iki kültür ile büyüyen kişiler size göre daha mı şanslı yoksa daha mı dezavantajlı?”  

İki dil bilmeyi kim istemez ki. Tabii ki avantajlı bir durum. Kültür iki olunca bu avantaj daha da artıyor.

“Gündemde olan bir konuyu size de danışmak istedik, bizler bu işin içindeyiz fakat insanların kafasını karıştıran bir soru var; İşitme Engelli ve Sağır terimlerinin farkı hakkında bize biraz bilgi verebilir misin?”

Bu iki terim her yerde tartışılıyor, hatta kavgaya bile sebep oluyor. İki tarafı da memnun etmek zor maalesef. İşitme engelli ya da sağır bu kelimelerden bazıları… “Bir insana sağır denmez! Ayıp!” bazıları ise “İşitme engelli denir mi hiç,engelli demek yakışıyor mu bir insana?” diyor. İşitme engelli; Bir insanın hastalık ya da yaşlılıktan dolayı işitme azalması veya tamamen kaybı sonucunda kullanılan bir terimdir. Sağır terimi ise; Sağır kültürünün içinde yaşayan, işaret diline hakim, sağır bireyler hakkında bilgi sahibi kişilere de deniyor.

“Son olarak Mesleki açıdan bir soru yöneltmek istiyoruz. Türk İşaret Dili Tercümanı olmak isteyen genç meslektaşlarımıza ne gibi önerileriniz olabilir?” 

Türk İşaret Dili Tercümanı olmak, dışarıdan göründüğü gibi asla ve asla basit bir meslek değildir. Önce işaret dilini doğru bir şekilde öğrendikten sonra sağır kültürünü, işaret dili dilbilgisini, tercümanlık yöntemlerinin öğrenilmesi gerekiyor. Türkçe ve Türk İşaret Dili’nin (TİD) dil yapıları birbirinden çok farklıdır. İşaret dili, Türkçe’de yazılan kelimelere göre kullanılmıyor. 

ÇeviriBlog ailesi olarak bizlere vakit ayırdığınız ve göstermiş olduğunuz nezaketinizden dolayı teşekkür ederiz.

Başarıların ve yolun açık olsun Sinan :)

Sinan BİLGİÇ
Ankara Üniversitesi
TÖMER İşaret Dili Öğretim Elemanı

Tags: