Son zamanlarda gerek alınan önlemler çerçevesinde gerekse kendimizi korumak için yapmak zorunda olduğumuz ve bize her zamankinden daha faydalı olabilecek ve içinde bulunduğumuz bu süreci anlatan bir kelimeyle karşınızdayız; solitude.

Latincede solus sözcüğünden solitidunem‘a evrilerek anlam kazanmış kelime, Fransızcaya solitude olarak geçmiştir ve daha sonra 14. Yüzyılın ortasında bu haliyle İngilizcede kullanılmaya başlanmıştır. Kişinin yalnızlığı, yalnız olma durumu anlamlarındaki kelime bazen, yalnızlık yakıştırması yapabileceğimiz kurak ve vahşi, insan eli değmemiş yerler için de kullanılabilir.  17. Yüzyıla kadar İngilizcede yaygın bir kullanımı olmayan kelimenin eş anlamlıları için alone kökünden gelen loneliness pek uzak bir tabir olmaz ancak solitude ile tam olarak kastedilen şey ”tecritte olmak veya inzivaya çekilmek” diyebiliriz.

Fransızcası la solitude, Almancası einsamkeit olan kelimenin Türkçedeki kullanımı yukarıda da bahsettiğimiz üzere yalnızlıktır.

Divan-i Lügati’t Türk’te ve Orhun Yazıtları’nda ‘‘yalnus, yalnuz’‘ şeklinde geçen kelimenin kökü ”tek, sade, gösterişsiz, çıplak” anlamındaki ‘yalın’dan gelir.

Üzerine pek çok mısralar dizilmiş bu durum oldukça göreceli bir kavramdır aslında. Belki bir duygu, belki bir hissediş belki de bazen en kötü anların arından gelen dakikalardır.

Kişiden kişiye değişir bu kavramın verdiği his, bazılarımız için bir bayram günü kadar hevesli ve değerli bazılarımız için ruhun en çökük olduğu dakikalardır.

Edip Cansever ise yalnızlığı şöyle bahsetmiştir, hissettirmiştir bize bir mısrasında;

‘İnsanın insana verdiği en değerli şeydir yalnızlık…”

Çok kalabalık ve hızlı geçen hayatlarımızın ortasında bulunabilecek en değerli şeylerdendir benim için de. Yalnızlık, insanın kendini tanıması için içe döndüğü bir yolculuk, olguların ve maddelerin kafada demlenip gerçek anlamlarını bulması için bir fırsat, gaye aradığımız bu dünyada has olanı bulup, onu ortaya çıkarmak için nadide bir dönemdir. Kişi isterse eğer, binlerce omuza değdiği kalabalık bir meydanda, hafif rüzgarlı bir bahar akşamında, denizi izlerken soğuk bir taşın üstünde veya ”yalnızlıktan sıkıldım” tabirinin arkasına gizlendiği kasvetli bir odada bulabilir, aslında tamamen kişinin aklında vuku bulan ve gelişen bir süreçtir, yeter ki anlayıp değerlendirebilelim bu durumu.

Bonus : Bir şiirle taçlandırmak isterseniz yazımızı, bırakıyorum buraya. ”Gelmiş Bulundum”

Tags: