Dünyada yaklaşık olarak 7000 dilin konuşulduğunu muhtemelen duymuşsunuzdur. Peki dünya tarihi boyunca yüzlerce dilin varlığını kaybettiğini ve şu anda 2400 dilin tehlike altında olduğunu biliyor muydunuz?

Dilbilimciler bu durumu iki şekilde açıklıyor: dilin ölümü ve neslinin tükenmesi. Çoğu zaman birbiriyle eş anlamlı kullanılsalar da ölü bir dil ile nesli tükenmiş dil arasında farklar mevcut.

Ölü bir dil ana dil olarak konuşulmayıp ancak bazı bağlamlarda kullanılabilir. Örneğin; Latince Vatikan’ın ve Katolik Kilisesi’nin resmi dili olarak sayılıyor. Benzer şekilde kutsal dil olarak kabul edilmiş bazı ölü diller dini belgelerde, seremonilerde ve konuşmalarda kullanılabilir. Fakat bazı amaçlar için kullanılıyor olması dilin yaşadığı anlamına gelmez. Yaşayan her dil evrilir, ölü dillerin yenileşmeye kapalı olan topluluklarda kullanılması bu evrimleşme sürecini, dolayısıyla canlı olma özelliklerini de ortadan kaldırmaktadır.

Nesli tükenmiş diller de benzer şekilde bir ana dil olarak günümüzde konuşulmuyor, fakat alanları daha sınırlı. Akademisyenler tarafından çalışmaları yapılabiliyor ve derslerde gösterilebiliyor örnek olarak. Ardından çok az iz bırakmış olan bu dillerin, doğal afetler veya politik unsurlar yüzünden zamanla son konuşanlarını kaybetmesi sonucu nesilleri tükenir. Ya da başka bir örnek olarak Eski İngilizce’nin geçirdiği başkalaşımın günümüzdeki Modern İngilizce’yi oluşturarak Eski İngilizce’yi nesli tükenmiş bir dil haline getirdiğini söyleyebiliriz. Günümüzde bu dil edebi ve akademik alan çerçevesinin dışında kullanılmamaktadır.

Peki neden?

Bir dilin ölmesi veya neslinin tükenmesi çoğunlukla A dilini konuşan daha büyük ve güçlü bir topluluğun B dilini konuşan topluluğu istila, kolonileşme gibi faktörler ile etkisi altına almasıyla gerçekleşir. Amerika’daki yerli dillerinin bu şekilde ortadan kaybolduğunu söyleyebiliriz.

Günümüzde küreselleşmenin doğurduğu bir sonuç, ortak dil anlamına gelen lingua franca ihtiyacıdır. Herkesin konuşabildiği bir ortak dil öğrenme ve konuşma ihtiyacı, söz konusu bu dillerin kaybolmasına ve dil çeşitliliğin azalmasına neden olan etkenler arasındadır.

Ayrıca Türkiye’de Lazca, Zazaca, Hemşince gibi dillerin nesilleri tehlikedeyken, dünyada her iki haftada 1 dilin neslinin tükendiği tahmin edilmektedir.

Aşağıda ölü veya nesli tükenmiş dillerden bazılarını görebilirsiniz:

old-norse
Eski Norsça

Eski Norsça, yaklaşık 1300’lere kadar Vikingler döneminde
İskandinav yerlileri tarafından  konuşuluyordu.

Akatça
Akatça

Akatça, M.Ö. 3000 ve 1000 yılları arasında Mezopotamya’da ve özellikle
Asur ve Babil İmparatorluklarında konuşulmuş bir dildir.

old_english_pic_manuscript_jf2010_1000pxk
Eski İngilizce

Eski İngilizce, İngiltere’nin belirli bölgelerinde 5. yılın ortalarından 12. yüzyılın
ortalarına kadar kullanılmıştır. Modern İngilizce’nin eski şeklidir.

Sanskritçe
Sanskritçe

Sanskritçe en eski belge dilidir. Hinduizm’in kutsal dili olarak
kabul edilmiştir.

Kaynak: https://www.alsintl.com/blog/language-death-and-extinction/

https://en.wikipedia.org/wiki/Extinct_language

 

Tags: