Şiir sevmeyen her insan bir gün Ingeborg Hanım ile karşılaşır ve şiir sever. Elbette sadece şiirlerin kraliçesi değildir Bachmann; çok güzel romanı da vardır. Bachmann çevirmek için elini taşın altına koyan isimlerden biri de saygıdeğer Ahmet Cemal olmuştur. Elbette kalitesini daha iyi kim gösterebilirdi ki (?).

Tamamlayabildiği yegâne romanı “Malina”da anlatır: “Bir gün gelecek, insanların altın kırmızısı gözleri ve şaşırtıcı sesleri olacak; o gün insanların elleri yeniden sevme yeteneğini kazanacak ve insanlığın şiiri yeniden yaratılmış olacak…” Bir söyleşide “Bir gün gelecek” diye adlandırdığı şeye inanmadığı gün yazmanın imkânsız olacağını belirtir.

Ingeborg Bachmann Kimdir?

25 Haziran 1926’da üç kardeşin en büyüğü olarak Avusturya‘nın Klagenfurt kentinde doğdu. 1945’te Innsbruck Üniversitesi’nde felsefe öğrenimine başladı. Graz Üniversitesi’nde bir yarıyıl felsefe ve hukuk öğrenimi gördü. İlk öyküsü Sal, Kaemtner Illustrierte dergisinde yayımlandı. 1946-1950 yılları arasında Viyana Üniversitesi’nde felsefe öğrenimini sürdürdü.

 Alman dili ve edebiyatı ve Ruhbilim dallarını da yan dal olarak seçti. Prof. Leo Gabriel’den felsefe ve Prof. Viktor E. Frankl’dan psikoterapi dersleri aldı. İlk şiirleri, Viyana’da Hermann Hakel tarafından yayımlanan Lynkeus, Dichtung, Kunst, Kritik dergisinin ilk sayısında çıktı.

Bachmann, Ekim 1950’de Paris’e, aralık ayında da Londra’ya gitti; Anglo-Austrian Society’nin düzenlediği bir program çerçevesinde eserlerinden parçalar okudu. Viyana’ya dönüşünden sonra önce Amerikan İşgal Kuvvetleri Yönetimi’nde bir sekreterlik işi buldu. Sonbaharda ise Avusturya radyosunda çalışmaya başladı.

28 Şubat 1952’de Bir Düş Alışverişi adlı radyo oyunu Viyana Radyosu’nda yayınlandı.

Çıkış adını taşıyan bir dizi şiiri, Stimmen der Gegenwart (Günümüzün Sesleri) adlı yıllıkta yayımlandı. Mayıs ayında Hans Werner Richter tarafından Gruppe 47’nin Niendorf’da düzenlenen 10. toplantısına davet edildi. Orada, sonradan yaşamında önemli yer tutacak olan ünlü orkestra şefi ve besteci Hans Werner Henze‘yle ilk kez karşılaştı. Gruppe 47’nin Mainz’daki 12. toplantısında ise Gruppe 47’nin ödülünü aldı. İlk şiir kitabı olan Ertelenmiş Zaman Frankfurt’ta yayımlandı.

1953-57 yılları arasında Ischia Adasi, Napoli ve Roma’da serbest yazar olarak yaşadı.

1954’te Alman Endüstri Birliği Teşvik Ödülü’nü aldı. Şiirleri, Marguerite Caetani’nin Roma’da birkaç dilde yayımlamakta olduğu Botteghe Oscure dergisinde çıktı. 25 Mart 1955’te Ağustos Böcekleri adlı radyo oyunu, Hans Werner Henze’nin müziği eşliğinde Hamburg Kuzeybatı Almanya Radyosu’nda yayımlandı. Harvard Üniversitesi’nin daveti üzerine Amerika Birleşik Devletleri’ne giden Bachmann, Harvard Summer School of Arts and Sciences and of Education’da, Henry Kissinger’in yönetimindeki uluslararası seminere katıldı.

Bir yıl sonra Büyük Ayinin Çağrısı adlı ikinci şiir kitabı yayımlandı. Bu kitabıyla Bremen Kenti Rudolf Alexander Schröder Vakfı Yazın Ödülü‘nü Gerd Oelschlegel’le paylaştı.

Güllerin Fırtınasında ve Serbest Geçiş adlı şiirleri Hans Werner Henze tarafından Gece Parçaları ve Aryalar adlı eserin bütünü içerisinde bestelendi.

1957-1958 yıllarında Münih’teki Bavyera Televizyonu’nda dramaturg olarak çalıştı.

Manhattan’ın İyi Tanrısı adlı radyo oyunu, Bavyera ve Kuzey Almanya Radyoları’nın ortak yapımı olarak yayımlandı. Bu dönemde dört yılı Roma ve Zürih’te geçti. Bu oyun Bachmann’a, ‘savaşta görme yetilerini yitirenler adına’ konulan Radyo Oyunu Ödülü’nü getirdi.

1959-60 döneminde Frankfurt Üniversitesi’nde yeni kurulan Şiir Sanatı kürsüsüne ilk doçent olarak davet edildi.

Bachmann, daha 60’ların başında yazıyordu. Bir arada insan olarak kalabilmenin koşullarını: “Yani bulunduğumuz yerde, burada, özel bir yerde değil (çünkü özel bir yer hiçbir yerde yok), kalmak ve düşünmek için, savunulmayı gereksinmeyen bir yerde, ayrıcalıklarını birilerine zorla benimsetmenin gerekli olmadığı bir yerde, ama yine de bizi besleyebilecek, sevebileceğimiz, iyi hatlarla, var olan iyi hatlara öykünerek, yeni hatlar oluşturarak, bir çehre kazandırabileceğimiz bir yerde. Bu, her yerde olabildiği takdirde, o zaman artık hiçbir yerin çehresi ötekine itici gelmeyecek ve ürkütmeyecek. Ve o zaman çehreler rahatça Fransızca, İtalyanca, Almanca ve bunun gibi adlar taşıyabilecekler. Ve yüz hatları olarak yazılan, o zaman adı neyse rahatça o adı taşıyabilecek, ve herkesin mutlulukla kendi dili sayabileceği bir dilde yazılmış olabilecek.”

Berlin’de müziğini Hans Werner Henze’nin bestelediği Budala adlı bale-pandomim, Bachmann’ın librettosuyla ilk kez temsil edildi. Librettosunu Bachmann’in yazdığı, Hans Werner Henze’nin bestelediği Von Hamburg Prensi, 22 Mayıs günü Hamburg Devlet Operası’nda ilk kez sahnelendi. 1961’de Otuzuncu Yaş adlı ilk öykü kitabı Münih’te yayımlandı. Bu kitapla Berlin Eleştirmenler Ödülü’nü aldı.

1963 ilkbaharında Ford Vakfı tarafından Berlin’e çağrıldı. Bachmann bir yıllığına gittiği Berlin’e daha sonra yerleşti. 17 Ekim 1964 tarihinde Alman Dil ve Edebiyat Akademisi, Bachmann’a Georg Büchner Ödülü‘nü verdi. 1965’te Hans Werner Henze’nin Bachmann’in librettosundan bestelediği Genç Lord operasının ilk temsili gerçekleşti. Bachmann yıl sonunda Roma’ya yerleşti. 1968’de Avusturya Büyük Devlet Edebiyat Ödülü’nü aldı.

Malina adlı romanı 1971’de yayımlandı. Malina, Ölüm Türleri başlığını taşıyacak romanlar dizisinin ilk kitabıydı. Bu romanı Simultan adlı öykü kitabı izledi. Yazara Anton Wildgans Ödülü verildi. 1973 Mayıs’ında Varşova’daki Avusturya Kültür Enstitüsü’nün daveti üzerine Polonya’ya gitti. Auschwitz ve Birkenau toplama kamplarını ziyaret etti. Varşova, Krakau, Breslau, Thorn ve Posen üniversitelerinde konferanslar verdi.

26 Eylül 1973’te akşam saatlerinde Roma’da, Sacchetti Sarayı’ndaki dairesinde aşırı dozda uyku ilacı alan Ingeborg Bachmann, elinde yanık sigarayla uyuya kalınca çıkan yangında ağır yaralandı ve 17 Ekim günü Roma’da öldü…

Die gestundete Zeit

Es kommen härtere Tage.
Die auf Widerruf gestundete Zeit
wird sichtbar am Horizont.
Bald musst du den Schuh schnüren
und die Hunde zurückjagen in die Marschhöfe.
Denn die Eingeweide der Fische
sind kalt geworden im Wind.
Ärmlich brennt das Licht der Lupinen.
Dein Blick spurt im Nebel:
die auf Widerruf gestundete Zeit
wird sichtbar am Horizont.

Drüben versinkt dir die Geliebte im Sand,
er steigt um ihr wehendes Haar,
er fällt ihr ins Wort,
er befiehlt ihr zu schweigen,
er findet sie sterblich
und willig dem Abschied
nach jeder Umarmung.

Sieh dich nicht um.
Schnür deinen Schuh.
Jag die Hunde zurück.
Wirf die Fische ins Meer.
Lösch die Lupinen!

Es kommen härtere Tage.

 

 Ertelenmiş Zaman

Daha çetin günler gelmekte.
Bir zaman ki, geri çağrılmak üzere
Ertelenmiş, görünüyor şimdi ufukta.
Bağlamalısın artık neredeyse pabuçlarını,
Köpekleri de kovmalısın toplanma yerlerine.
Çünkü balıkların bağırsakları
Buz kesmiş rüzgar altında.

Yoksul bir ışık vermekte kandiller.
Bakışların bir hayalet olmuş sisler denizinde:
Bir zaman ki, geri çağrılmak üzere
Ertelenmiş, görünüyor şimdi ufukta.
Ötelerde sevgilin, gömülmekte yavaş yavaş,
Dalgalanan saçlarına kadar yükselmiş kum,
Sözünü kesiyor konuştuğunda,
Susması içim emir vererek,
Ölümlüdür nasılsa sevgilin kumlara göre
Ve ayrılışlara da gönüllü,
Her kucaklaşmanın ardından.

Bakma etrafına
Bağla pabuçlarını.
Geri kovala köpekleri.
Dök balıkları denize.
Söndür kandilleri!
Daha çetin günler gelmekte.

*Şiirin Türkçe çevirisi internetten alınmıştır. Şiir çevirisinin en zor çevirilerden biri olduğuna inandığımdan haddim olmadığını düşünerek, bu alanı edebiyatçılara bırakıyorum.
Sevgilerimle.  

Esinlenilen Adresler:

Tags: