Geleceğin çevirmenleri olarak bütün bir yılı sınavlarla, çevirilerle, projelerle geçirdik. Tatilimizin ortalarında olduğumuz şu günlerde sizce de artık biraz farklı etkinliklerle kafa dağıtmanın vakti gelmedi mi sevgili okurlar? Siz de benim gibi yazın geri kalanını dopdolu ve eğlenceli bir şekilde geçirmek istiyorsanız, naçizane, tavsiyelerimi okumanızı dilerim. Başlıyoruz!

  • “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur”: Spor

Sporun gerek bedenimiz, gerek zihnimiz, gerekse hayatta kalma bilincine sahip olabilmemiz açısından hayatımızda önemli bir rolü olduğu yadsınamaz bir gerçek!

En basit spor dalından başlayalım:

-Sabah Yürüyüşü!

Eğer annelerimiz bizi sabahın erken vakitlerinde eve en uzak mesafedeki bakkala ekmek almaya gönderiyorlarsa bir bildikleri vardır!

Oksijenin gün içinde en bol miktarda bulunduğu sabah yürüyüşleri, bedenimizdeki uyku hâlinin atılması ve günün geri kalanına enerjik devam edebilmemiz için en önemli olandır. Sabahın fresh havası sinirlerimizi yatıştırır, ruh hâlimizi düzenler ve bizi gün içinde pozitif tutmaya yardım eder.

Sporun sağlığımıza olan faydalarını saymakla bitiremeyeceğimiz gibi sabah yürüyüşlerinin faydalarını da -aynı şekilde- bitiremeyiz. Yine de birkaç tanesine değinecek olursak:

*Diyabet riskini düşürür.

*Kalbi güçlendirir.

*Kilo verdirir. Vücudu şekillendirir.

*Adele gücünü arttırır.

*Kanser riskini azaltır.

*Kolestrolü dengeler.

*Demans ve Alzheimer hastalığına karşı koruma sağlar.

*Akciğer kapasitesini arttırır.

*Uyku kalitesini arttırır.

 

 

Ennn sevilesi, spor destekleyici app: “Nike Training Club”

Eğer siz de benim gibi “evde spor yapmak çok güzel ya!” diyenlerdenseniz, içinde bulunduğumuz teknoloji çağında size önerebileceğim güzel spor uygulamalarından (app) bir tanesi “Nike Training Club”tır. Bu güzel uygulama bize, belirli bir antrenman türüne değil de; güç, dayanıklılık ve hareket kabiliyeti çalışmalarına odaklanarak eksiksiz bir fitness deneyimi yaşatıyor. İlerleme durumuna ve programına uyum sağlayan kişiselleştirilmiş antrenman planlarını ve antrenmanlarını tamamen kendi isteklerimiz doğrultusunda yönetebiliyoruz. Dakika, yoğunluk, seviye belirleyip istediğimiz antrenmana başlıyor, spor yaparken sağlık kazanıyoruz!

  • Mentalite Tatmini: Kitap, dergi ve bilumum basılı yayınlar

Eveeet, sporumuzu yaptığımıza göre şimdi de biraz zihnimizi tazeleme zamanı! Bu sefer kitap okumanın yüzlerce faydalarından bahsetmeyip direkt naçizane tavsiyelerime geçiyorum.

İlk olarak:

*Çevirinin ABC’si, Şehnaz Tahir Gürçağlar

Siz de benim gibi Çeviribilim bölümünde yeniyseniz bu kitabı muhakkak okumalısınız. Kendisi: Çeviribilim kaynakları arasında yapı taşı olarak kabul edilen, aydınlatıcı bir eserdir. Bu kitap bize: “konuyu geniş bir çerçevede ele alarak uygulamalı ve mesleki bir alan olarak çevirinin günümüzdeki konumunu inceleyecek, aynı zamanda sosyal bilimlerin ve insan bilimlerinin disiplinlerarası bir kolu olarak çeviribilime özet niteliğinde bir giriş sunacaktır”.

*Aphorismen zur Lebensweisheit, Arthur Schopenhauer

Canım Schopenhauer! Bir Almanca Çeviribilim öğrencisi olarak, tutkunu olduğum bilgeden bahsetmesem olmazdı. Benim gibi: yaşama, bilgeliğe ve Almanca’ya kafayı takmış durumdaysanız bu kitap tam bizlik!

“Doyamadım” derseniz, üstüne bir de “Die Kunst glücklich zu sein” ile okumalara devam…

 

 

*Resimli mecmua severler, toplaşın!

Aramızda gizli geekler ve nerdler var, eminim! DC ve Marvel evreninin o rengârenk kuşe kağıda basılı çizgi romanları bizi bizden almıyor mu? Alıyor bence! Sizce de öyleyse, uğramanız gereken yerler listesine Kadıköy’deki “Gerekli Şeyler”i ekleyin derim. “Bunların Almanca olanından var mı?” derseniz de, rotanızı Bağdat Caddesi’ndeki “Paralel Evren Çizgi Roman Dükkanı”na çevirebilirsiniz.

 

 

  • Mini anime dizisi: “Aggretsuko”

Geçen gün keşfedip, sadece 153 dakikada tüm bölümlerini bitirdiğim ezber bozan bir Netflix animesinden bahsetmek istiyorum: “Aggretsuko”. Minik sevimli karakterimiz Retsuko, iş yerindeki gündelik stresten arınmak için kendine çok güzel bir hobi edinmiştir: şarkı söylemek! Ama şimdiden uyarıyorum, tarzı biraz farklı… İzlerken headbang yapmayı unutmayın!

 

 

  • Yabancı dil öğrenmenin ve unutmamanın en teknolojik yollarından birisi: Mobil Dil Öğrenme Uygulamaları

İnternetin nimetlerinden yararlanmasını bilenler için en azından pre-intermediate (orta altı) seviyesine kadar ulaşmanızı sağlayan mobil uygulamalar, uygulamalarımız… Çok eğiticiler ve çok fazlalar. Bu sebepten ben sadece en çok kullandıklarımı yazayım:

*Duolingo

*Busuu

*Rosetta Stone

  • Herkesin bir hobi si vardır

Hepimizin, yapınca kendimizi daha iyi hissettiğimiz, bizi dinlendirecek, içimizdeki yeteneği dışarı çıkarabilmemizi sağlayacak hobileri vardır. Yoksa da olsun, çünkü hobilerimiz aslında kendimize olan güvenimizi de yerine getirir. Bir şeylerin zorunda olmadan, kendimizi istediğimiz gibi ifade edebileceğimiz, geliştirici aktivitelerdir hobiler… Yaz tatilini verimli geçirmek için “yukarıda okuduklarımın dışında daha başka ne yapabilirim?” derseniz…

*Analog fotoğrafçılık: Hani biraz “dijital dünyadan sıyrılayım”, “ne o öyle zırt pırt telefonla, daha sonra dönüp bakmayacağımız zibilyon tane fotoğraf çekmek?”, “fotoğrafa biraz daha emek katmak gerekmez mi?” diye düşünüyorsanız bu hobi tam size göre. Üstelik sanıldığı kadar pahalı ve zahmetli de değil. Benim nezdimde dijitale kıyasla analog fotoğrafçılıkta şöyle bir tat vardır: Filmleri banyoya verdikten sonra makineden ne çıkacağını bilememek… Gördüğün ve fotoğrafladığın dünyanın filme yansıması çok başkadır çünkü… Kullandığın film, makine, film banyosu esnasında kullanılan kimyasallar, çektiğin fotoğrafa bambaşka anlamlar katar. Hepimizin vardır tozlu tavan aralarında aile büyüklerinden kalan eski fotoğraf makineleri, alın karıştırın, keşfedin! Işığınız bol olsun!

 

 

*Yağlı boya resim yapmak: “Hiç resim yeteneğim yok” diye düşünüyor olabilirsiniz. Ben de öyle düşünüyordum. Sonra bir gün yolum “Studio Masterpiece”deki bir workshopa düştü. Tüm malzemeleri onlar size tedarik ediyorlar ve 75 TL (güncel fiyat) gibi bir ücret karşılığında, sadece ana hatları çizilmiş bir resmi, bir yağlı boya tabloya dönüştürüyorsunuz. Bence çıkan sonuçlar mükemmel… Evinizin bir köşesinde durabilecek, ya da sevdiğiniz insana hediye edebileceğiniz bir anı… Sevgi neydi? Sevgi emekti…

 

Çeviriblog’daki ilk yazımın sonuna gelmiş bulunmaktayım sevgili okur. Sürç-i lisan ettimse affola. Umarım yaz tatilinizin biraz daha dolu geçebilmesi için kaleme aldığım bu yazı siz sevgili okuyucularımıza faydalı olur. İyi tatiller!

 


Kaynakça:

TDK

Milliyet

Spor

Nike Training Club

Aggretsuko

Analog Fotoğraf Topluluğu

Studio Masterpiece

Google Görseller

ÇeviriBlog

Tags: