Bir dilin kültürel miraslarından en önemlileri şüphesiz, atasözleri, deyimler ve kalıplaşmış sözlerdir. Bunlar ise ait olan milletin kutsalıyla doğrudan bağlantılıdır, dolayısıyla bu kalıplar milletin bir yansımasıdır. Güzel Türkçemizde bu manada büyük bir miras bırakmıştır ve biz mirasçıları olarak bu konuda oldukça şanslıyız. Milletimiz açısından kutsalımız sayılan pek çok kıstas gösterilebilir. Devlet, toprak, ekmek, su, at, avrat, silah vs. Tümü bizlerle özdeşleşen bu kelimelerle ilgili yüzlerce kalıp mevcuttur. Size bu yazımızda sunmak istediğimiz ise bunların yabancı bir dilde ne şekilde karşılık bulduğuyla alakalı. Bakalım komşumuzun dili Yunancada bu kalıplar nasıl karşılık bulmuş. Sizler için el, ekmek ve göz sözcüklerini seçip buna dair ufak bir çalışma hazırladık. Keyifli okumalar…

El elden üstündür: πάντα υπάρχει ένας καλύτερος // panda iparhi enas kaliteros

Bir elin nesi var iki elin sesi var: εν τη ενώσει η ισχύς // en ti enosi h ishis

Bir eli yağda bir eli balda olmak: περνάω ζωή και κότα // pernao zoi ke kota

Eli açıklık: απλοχεριά // aploheria

El adamı: ξένος άνθρωπος  // ksenos anthropos

Elin ağzı torba değil ki büzesin: ας τους να λένε  // as tus na lene

Eli armut toplamak: δεν αντιδρώ // den antidro

Ele avuca sığmaz: ασυγκράτητος // asingratitos

Eli ayağı dolaşmak: γίνομαι αδέξιος // yinome adeksios

Eli ayağına dolaşmak: μπλέκω στα πόδια // bleko sta podia

Elini ayağını öpeyim: σε ικετεύω // se iketevo

Elden ayaktan düşmek: δεν με κρατάν τα πόδια μου // den me kratan ta podia mu

Eli darda olmak: είμαι στριμωγμένος // ime strimogmenos

Ellerin dert görmesin: σου είμαι ευγνώμων // su ime evgnomon

Eli ekmek tutma: χειρωνακτική εργασία // hironaktiki ergasia

El ense çekme: κεφαλοκλείδωμα // kefaloklidome

Elinin hamuruyla erkek işine karışmak: ανακατεύομαι σε ανδρικές υποθέσεις // anakatevome se andrikes ipothesis

Elinin körü: τον κακό σου τον καιρό // ton kako ton kero

El mi yaman bey mi yaman: τώρα θα φανούν/ κριθούν όλα // tora tha fanun / krithun ola

El öpenlerin çok olsun: σου εύχομαι να αποκτήσεις πολλά παιδιά και εγγόνια // su evhome na apoktisis polla pedia ke engonia

El pençe divan durmak: στέκομαι όρθιος // stekome orthios

Eline sağlık: γεια στα χέρια σου // yia sta heria su

Elini sallasa ellisi: όποτε θέλει θα βρει σύζυγο // opote theli tha vri sizigo

Elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak: περνάω ζωή και κότα // pernao zoi ke kota

Eline su dökemezsin: δεν του φτάνει ούτε στο δακτυλάκι του δεν τον φτάνεις // den tu ftani ute sto daktilaki tu den ton ftanis

Elle tutulur gözle görülür: χειροπιαστός // hiropiastos

El üstünde tutmak: έχω στα όπα όπα // eho sta opa opa

Elini veren kolunu kurtaramaz: δίνεις το χέρι και σου παίρνουν το μπράτσο // dinis to heri ke su pernun to braço

Elini vicdanına koymak: ακούω τη συνείδηση μου // akuo ti sinidisi mu

Eline yüzüne bulaştırmak: τα κάνω θάλασσα // ta kano thalasa

**

Ekmeğe el basmak: ορκίζομαι // orkizome

Ekmek elden su gölden: τζάμπα ζωή // camba zoi

Ekmeğini eline almak: είμαι οικονομικά ανεξάρτητος // ime ikonomika aneksartitos

Ekmeğine mani olmak: εμποδίζω τη δουλειά του // embodizo ti dulia tu

Ekmeğine yağ sürmek: βάζω βούτυρο στο ψωμί του // vazo vuturo sto psomi tu

Ekmek kavgası: βιοπάλη // biopali

**

Göze göz dişe diş: οφθαλμόν αντί οφθαλμού // ofthalmon andi ofthalmu

Gözü açık gitmek: πεθαίνω με απωθημένα // petheno me apothimena

Göz açıp kapayıncaya kadar: στιγμιαία // stigmiea

Gözü arkada kalmak: κοιτάζω πίσω // kitazo piso

Gözün arkada kalmasın: έχουν γνώσιν οι φύλακες // ehun gnosin i filakes

Gözün aydın: συγχαρητήρια // sigharitiria

Göze batmak: μου μπαίνει στο μάτι // mu beni sto mati

Gözünü budaktan sakınmamak: το λέει η περδικούλα του // to lei i perdikula tu

Gözü dışarda olmak: ξενοκοιτάζω // ksenokitazo

Gözüne dizine dursun: να μη δεις προκοπή // na mi dis prokopi

Gözü fal taşı gibi açılmak: δεν πιστεύω τα μάτια μου // den pistevo ta matia mu

Gözü gönlü açılmak: ευχαριστιέμαι // efharistieme

Göz görmeyince gönül katlanır: μάτια που δεν βλέπονται γρήγορα ξεχνιούνται  // matia pu den vleponte grigora ksehniunte

Göz görür gönül ister: ό,τι βλέπεις το θέλεις // oti vlepis to thelis

Gözden ırak olan gönülden de ırak olur: μάτια που δεν βλέπονται γρήγορα λησμονιούνται  // matia pu den vleponte grigora lismoniunte

Gözünün içine baka baka: μπροστά στα μάτια μου // brosta sta matia mu

Gözlerini kan bürümek: διψώ για αίμα // dipso ya ema

Gözü kör olası / gözü kör olsun!: ανάθεμά τον! // anathema ton!

Gözünün üstünde kaşın var dememek: δεν του χαλάω το χατίρι // den tu hala oto hatiri

Göz var izan var: φαίνεται και με γυμνό μάτι // fenete ke me gimno mati

Gözleri velfecri okumak: παίζουν τα μάτια του // pezun ta matia tu

Gözüne yandığım: αχ! αυτός ο (…) // ah! aftos o (…)

Gözünün yaşına bakmamak: δεν χαρίζω κάστανα // den harizo kastana

 

 

 

Tags: