Ümit Yakup Dural ile “çeviri sektörü” üzerine yaptığımız röportajın yayınıdır.
Soru 1- Çeviri sektöründe ulusal meslek standardının yayınlanmasının sektöre katkısının olacağını düşünüyor musunuz? Özellikle hangi alanlarda bir etkisi olabilir sizce ( fiyat iyileştirmesi, kalitenin artması, çeviri çalışma saatlerinin düzenlenmesi vs)?
Cevabınız:
Çeviri standardının sektöre hiçbir şekilde katkı veremeyeceğini düşünüyorum. Bir kere her şeyden önce ülkemizde çeviri sektöründen bahsedilemez. Öncelikle çeviri yapabilme ehliyetini verecek kurumlar çevirmen yetiştiremiyor. Mütercim-tercümanlık bölümlerinden mezun olacak genç meslektaşlarımız çeviri projesi alabileceklerini bile hayal etmiyorlar. Kendilerini yeterli görmedikleri gibi gerekli düzeye gelmek için kendi çaplarında ne çalışma yapabileceklerine bile karar veremiyorlar. Kendilerini çevirmen değil çırak gibi hissediyorlar. Oysaki üniversite bir lise ya da meslek okulu değil AR-GE kuruluşudur. Çevirmenliği meslek edinmeye karar vermiş kişiler mütercim-tercümanlık bölümüne girdikleri andan itibaren çeviri mesleğine adım atmışlardır. Öğrenimleri sırasında kazanacakları beceri ve tekniklerle mesleklerinde her gün bir adım öteye giderler. Üniversitede çeviri eğitimi alanların almayanlara üstünlüğü bu farktan kaynaklanır. Ülkemizde ise durum tam tersidir. Bundan dolayı ancak çeviri piyasasının varlığından bahsedilebilir.
Hazırlanmış olan metnin çeviri konusunda değerlendirme yaptığımızda ise en basit bir yarar sağlaması bile mümkün olmayacağını ifade edebiliriz. Çünkü mevcut piyasanın aksaklıkları ve olumsuzluklarına vurgu yapılmadığı gibi çözümleriyle ilgili olarak öneri de içermemektedir. Sorunuzda örneklerini verdiğiniz hususlarla ilgili de çözüm sunulmamaktadır. Ayrıca çeviri etiği, ahlaki normlar, çeviri kontrol yöntemleri, çeviriden elde edilen kazancın vergilendirilmesi konularına kelime boyutunda bile değinilmemiştir (Denemek isteyen için; Office Word açıp kontrol f modülünde “ahlak”, “vergilendirme”, “çeviri kontrol yöntemleri” yazdığınızda cevap alınamamaktadır) Çarpıcı olarak ortaya koymak gerekirse, bir çevirmenin her şeyden önce bulundurması gereken veya ihlal ettiği takdirde cezalandırılacağı ahlaki normlara vurgu yapılmamıştır. Bu bağlamda, kamuoyunun da ilgisini çeken bir olayı hatırlatmak isterim. Fenerbahçeli oyuncu Alex De Souza konusunda olduğu gibi kulübün her sorunlu işleminde ismi geçen, Ağır Ceza Mahkemesi ve TFF tarafından şike konusunda suçlu bulunup cezalandırılan Samet Güzel “çevirmen midir” “şike gibi yüz kızartıcı bir suçtan mahkûm olduğunda çevirmenlik mesleğinden uzaklaştırılır mı” sorularının cevabına ilişkin hiçbir husus içermemektedir. Bugün ülkemizde bakkal açmak için bile ruhsat gerekirken veya taksi durağında çalışmak için bile izin gerekirken herhangi bir kimsenin kendisini çevirmen olarak sunmasın nasıl önüne geçileceğini ortaya koyan bir madde dahi yoktur. Şahsen, mesleki olduğu kadar ahlaki değerleri de her zaman ön planda tutan deneyimli bir medikal çevirmen olarak asla Samet Güzel gibi yüz kızartıcı şike suçundan mahkûm olmuş bir çevirmenle meslektaş kabul edilmeyi kendime yakıştırmam.
Meslek standardı olarak ifade dilen metinde “mütercim” sözcüğü bile geçmemektedir. Sanırım sadece bu eksiklik bile metnin ne derece özensiz hazırlandığını ortaya koymaktadır. Ayrıca, metnin düzenlenmesinde görüşü alınan kurumlar arasında çeviri kazancının vergilendirilmesi hususunu doğrudan ilgilendiren Maliye Bakanlığının bulunmaması da önemli bir eksikliktir.
Soru 2-Çeviri sektöründe ülkemizde 450’den fazla çeviri işletmesi, 10’dan fazla faal dernek ve 100’den fazla dilde 15.000’den fazla çevirmen ve her yıl mezun olan 500 genç çevirmen adayı mevcut. Sizce çevirmenlere gerekli değer verilmekte mi?
Cevabınız:
Önceki sorunuzda değinmiş olduğum hususlarda da görüleceği üzere günümüzde çevirmenin konumu asla vurgulanmış değildir. Sadece çevirmenin tanımına yer verilmiştir ki tek başına bu tanımlamanın hiçbir değeri yoktur. Çünkü bir meslekten bahsedildiğinde kazanç ve vergilendirme konusu beraberinde gelir. Oysaki standart hazırlanırken Maliye Bakanlığıyla temasa geçilmemiş olması, standardı hazırlayanların bile çevirmenliği ne ölçüde meslek olarak gördüğünü bir ölçüde ortaya koymaktadır.
Soru 3- MYK’nın standardında 2,5 maddesinde
“Yazılı çeviride çalışma ortamının, havalandırma-ısıtma-soğutma sistemlerini içeren, yeterli aydınlatma sistemine sahip, ergonomik ofis araç ve gereçleri ile donatılmış, gerekli iletişim imkânlarını sunan alt yapıya sahip (internet bağlantısı, telefon, faks vb.) özellikte olması gerekir. Ardıl çeviri yapan çevirmen, çalışma ortamında konuşmacıyı rahat duyabileceği bir konumda bulunmalı; simültane çeviride ise çalışma ortamı, ilgili TSE standartlarına uygun olmalıdır.
yazmaktadır. Sizce 450 çeviri işletmesinin ne kadarı bu maddeye uymaktadır. ( Senem Kobya’nın kişisel notu: Bildiğiniz var ise isim verebilirsiniz, kaliteli firmalar rakibimiz değil, aynı amaçla yola çıktığımız arkadaşlarımızdır, isimlerini yayınlamaktan onur duyarım) Bunu denetleyen bir kurul veya otokontrol mekanizması mevcut mu?
Cevabınız: Bahsedilen koşullara kaçı uyuyor tam olarak cevap vermek mümkün değil ancak prensip olarak çalışacağım firmalarla yüz yüze tanışmadan çalışma ilişkisine girmemekteyim. Hâlihazırda, mütercim tercüman olarak belirtilen koşullara haiz 6 çeviri firmasıyla çalışmaktayım. Simultane çeviri yapmadığım için sorunuzun o bölümüne yanıt veremiyorum. Ancak, çeviri piyasasındaki gelişmeleri takip ettiğim için o alanda da ciddi aksaklıklar olduğunu duymaktayım (Serbest çevirmen olarak çalışmaktan son derece büyük memnuniyet duyduğum firmalar ve yetkilileri: Aktaş Uluslararası Tercüme (Kadıköy) –Serpil Aktaş, Sodena Tercüme (Şişli) –Nazlı Güller, Talya Tercüme (Antalya) – Ali Kaan Tepealan, Safiye Tıngır Online Tercümanlık (Denizli) – Ahmet Tıngır, Global DİL Hizmetleri (Bakırköy)- Serra Güleç, Dilden Dile Çeviri (Bakırköy) – Bahadır Çetinay)
Soru 4- Çevirmenlerin kazançları konusunda ne düşünüyorsunuz? “Sayfası 5 TL’den günde 100 sayfa çevirsen ( !) ayda 15.000 TL kazanırsın hem de oturduğun yerden” mantığı ile yaklaşılan çevirmenler sizce bu kadar kazanıyorlar mı?
Cevabınız:
Soru 4: Çeviri sektöründeki fatura konusunda ne düşünüyorsunuz? Çevirmenlerin kazançları emek sayılacağı için vergiden muaf tutulmalı mı? Yoksa belli bir limitin üstüne çıktıklarında mı vergilendirilmeli?
Cevabınız:
Çeviri süreci konusunda titiz ve özenli bir çevirmenin kendisini geçindirecek miktarı günümüz şartlarında kazanabileceğini tahmin etmiyorum. Kendi adıma konuşmak gerekirse çeviriden bu ölçüde para kazanmıyorum çünkü kaliteli medikal çevirinin karşılığı olduğuna inandığım birim fiyatı veren sadece 6 firmayla tanıştım. Muhakkak bu sayı şahsen çalıştığım 6 firmayla sınırlı değildir ancak sayılarının çok yüksek olduğunu da tahmin etmiyorum.
Soru 5: Çeviri sektöründe ücretler düşük olduğu için faturasız çalışmayı tercih eden serbest çevirmenlerin bu durumlarından faydalanıp ücretlerini ödemeyen çeviri işletmelerine ne gibi bir yaptırım uygulanmalı?

Cevabınız: Çeviri ücreti ne kadar düşük olursa olsun çevirmen mutlaka sözleşmeli çalışmalı ve faturalı ( veya gider pusulalı) çalışmalıdır. Sözleşme güvenli bir çalışma ilişkisi için, belgelendirilmiş kazanç ise – hiç sorun olmasa bile- asgari ahlaki gerekliliktir. Ayrıca, çevirmenler yılda bir veya iki defa gider pusulası imzalayabilecekleri firmalarla çalıştıkları takdirde kazançlarının yüzde 10 oranında stopaj vergisi ilgili firma tarafından çevirmenin adına devlete ödenmektedir. Serbest çevirmenler, serbest meslek gelir makbuzu imzaladığında ise ödeyecekleri oran yüzde 15 olduğundan vergi konusunun sözleşmesiz çalışma konusunda geçerli bir mazeret olmadığı açıktır. Çeviri birim fiyatı olarak 6 TL çalışan bir serbest çevirmenin ilgili firmadan 7 TL talep etmesinin çeviri ücretlerinde büyük artışa neden olmayacağı açıktır. Ayrıca, çeviri firmalarının büyük çoğunluğu serbest meslek gelir makbuzu imzalayacak çevirmenlerle çalışmayı tercih edeceklerdir. Sonuç olarak, vergilendirme konusundaki tereddüt ve bilgi eksikliklerini gidermeli ve sözleşmesiz çalışmamaya dikkat etmelidir. Serbest meslek gelir makbuzu kestiklerinde ödeyecekleri Bağ-Kur primi de geleceğe dönük sosyal güvence ve emeklilik olanağı sağlayacaktır, ayrıca günümüzde son şeklini alan SGK Kanununa göre serbest çevirmenlerin Genel Sağlık Sigortası primi ödemeleri yasal değildir. Mütercim-Tercümanlar Derneği Başkanı Sayın Emrah Büke’nin bu konuda kurum yetkilileriyle yapmış olduğu görüşmelerden edindiği bilgiler bu yöndedir (Geniş Bilgi için Mütercim Tercümanlar Derneği Başkanı Emrah Büke İletişim: http://www.facebook.com/emrah.buke.9 )
Soru 6: Standartta yer alan çalışma süreleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bir çevirmen kaliteyi en yüksek düzeyde tutarak günde kaç saat çeviri yapabilir? Bu çeviri saatleri süresince kaç sayfa çeviri meydana çıkar?
Çevirmen (Seviye 6), sahada yapılan sözlü çeviri faaliyetlerinde, iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye atacak eylem ve ortamlardan uzak durur ve yetkililerden gerekli koruyucu önlemleri almasını talep eder.
Çeviri çalışmalarında, genel olarak analitik inceleme, konsantrasyon, araştırma ve bilgi edinme ve iletişim yoğunluklu faaliyetler söz konusudur. Bu tarz çalışmaya bağlı olarak yoğun bilgi iletişim teknolojisi araçları kullanılmaktadır. Çeviri süreçlerinin yönetimi iş yoğunluğuna ve süreçte ortaya çıkan güçlüklerin çözümlerine göre esnek çalışma saatlerini gerekli kılar. Sözlü çeviride, ISO/TSE standartları ve Avrupa Birliği normlarında belirtilen azami çalışma süreleri ve koşullarına riayet edilmelidir.
Cevabınız: Herhangi bir işyerinde çalışan bir kişi gibi günde 9 saat çalışıyorum ve saatte 2000 karakter çeviri yapıyorum. Sonuçta olumlu geribildirim getiren düzeyde kaliteye sahip medikal çeviri yapabiliyorum. Geceleri çalışmanın tıbben birçok zararları olduğunu bir biyolog olarak bildiğim için bu saatlerde çalışmamayı tercih diyorum (yurtdışından hasta raporu çevirisi isteği hariç)
Soru 7: Mesleki standartta yer alan aşağıdaki madde zorunlu hale getirilmeli midir?
B.4 Çeviri sözleşmesi yapmak
Cevabınız: Kesinlikle getirilmelidir. Ayrıca günümüzde birçok firmanın sahip olma konusunda özen gösterdiği kalite standardı (EN 15038) çerçevesinde de çeviri firmaları zaten sözleşme yaparak çalışmak zorundalar.
Soru 8: Genç çevirmenlere çeviri işletmelerinin ya da sektörün yardımcı olduğunu düşünüyor musunuz? Bu konuda örnekler verebilir misiniz?
Cevabınız: Kendilerini geliştirmeye samimi olarak gayret eden genç çevirmen arkadaşlarımıza yardım etmekteyiz ancak bu oran sektörleşmemekte ısrarını yıllardır sürdüren çeviri piyasasının tümüne nazaran ancak çok düşük düzeyde kalmaktadır. Genç çevirmenlere yönelik destek dendiğinde aklıma ilk gelen kurum Mütercim-Tercümanlar Derneği, Dijital Tercümenin Firmasının düzenlediği Çevirmenler Sahada, Genç Çevirmenler Yetişiyor, Geleceği Gündüze Çeviriyoruz, Çeviri Atölyesi ve Trados eğitimi adlı projeler, Kartaca Tercüme İşletmesinin çevirmen yetiştirmeye yönelik kurum içi seminerleri ve değerli üstadımız Sayın Abdullah Erol’un birçok şehirde düzenlediği çeviri atölyeleridir.
Soru 9: Bir çevirmen sizce kendini nasıl geliştirebilir veya kişi kendini çevirmenliğe nasıl hazırlar? Nerelerde eğitim alabilir?
Cevabınız: Bir çevirmen kendisini ancak daha çok çeviri yaparak ve eksiklerini görebilmesi için deneyimli çevirmenlerden kendisini eleştirmesini isteyerek, sosyal medyada (özellikle linkedin.com, twitter) çeviri ile ilgili gruplardaki tartışmaları takip ederek, mesleki seminer ve kurslara katılarak geliştirebilir. Çeviri alanında kendini geliştirme sürecinin durması kesin olarak gerilemeyle sonuçlanır.
Soru 10: Çeviride kaliteyi arttırmak için çeviri işletmeleri neler yapabilir? ( Lütfen onayladığınız şıkları belirtiniz veya yeni şık ekleyiniz)
– Fiyat indirmemek ve çevirmenlere de fiyat indirim talebinde bulunmamak
– Ortak fiyat belirlenmesi
– Çeviride sözleşme yapılması
– Çevirinin editör ve yazım denetmeni desteği ile kontrolü

Cevabınız: Yukarıda belirtilen hususlardan ancak editör ve yazım denetmeni desteği ile kontrolü sonucunda kalitenin artacağını düşünüyorum. Bunun sonucunda verilen emeğin karşılığını alma içgüdüsüyle çeviri fiyatı da zaten kendiliğinden artacaktır.

Soru 11- Çeviride uzmanlık alanı konusunda ne düşünüyorsunuz? Çevirmen belli bir alanda uzmanlaşmalı mı yoksa her çeviriyi yapabilmeli mi?
Cevabınız: Belli bir öğrenimle kazanılmış altyapıyla doğru orantılı olarak belli bir alanda uzmanlaşmak gerektiğine inanıyorum. Bu uzmanlığın belli bir alanda sürekli çeviri yapmakla gelişebileceğini inanmakla birlikte mutlaka temel bir öğrenim gerektirdiği kanaatindeyim. Örnek vermek gerekirse, mühendislik okumayan bir kişinin nasıl teknik çeviri yapabildiğini anlayabilmiş değilim. Yapabilen arkadaşlarımı kınamak için değil ayakta alkışlamak anlamında ifade ediyorum. Bu bağlamda yeri gelmişken ifade etmek isterim ki üniversitelerin filoloji bölümlerinden mezun olarak çevirmen arkadaşlarım açısından bir sınırlama olamayacağını iddia ediyorum. Hatta bu iddiamı bir adım öne taşıyarak belirtmek isterim ki filoloji mezunu çevirmenler olmasaydı bugün ülkemizde varlığını sürdüren kusurlu çeviri piyasasının bile bugünlere gelemezdi ve bizler de bu çevirmenlik yapamazdık. Bu vesileyle filoloji mezunu çevirmenlere samimi şükranlarımı sunmak isterim.
Soru 12- Çeviride “alaylı” –“ mektepli” tartışması hakkında fikriniz nedir?
Cevabınız: Çeviri, el yordamıyla kazanılan ve ortaya konulan bir beceri olmadığı için çeviriyle ilgili olarak “alaylı” –“ mektepli” tartışmasının söz konusu olmayacağını düşünüyorum. Bir biyolog olarak 16 yıldır medikal çeviri yapmaktayım, mütercim-tercümanlık mezunu olmamakla birlikte kendimi alaylı olarak görmüyorum. Buna karşılık, İngilizce kursunda kazandığı bilgiyle kimsenin çeviri yapamayacağını düşünüyorum.
Soru 13: Önerileriniz/ ek görüşleriniz
Önceki sorularınıza cevap verirken belirttiğim aksaklık ve sorunların ancak mütercim-tercümanlık bölümünde verilen eğitimin kalitesinin artırılması, çeviri piyasasıyla entegrasyonun sağlanması, çevirmenlerin mesleki ve kişisel bilgi birikimlerinin artırılmasına yönelik kültürel etkinliklerin düzenlenmesiyle çözülebileceği kanaatini taşıyorum.
………………………………………………………………

Tags: