ABD Başkanı Donald Trump’ın konuşma ve mesajlarının çevirisi söz konusu olunca mütercim ve tercümanların karşılaştığı sorunlar üzerine şimdiye kadar bolca yazıldı. Başkanın İngilizce ile ilgili ilginç kullanımları; çevirmenleri, defalarca, ne yapacaklarını bilmez halde bıraktı.

Son günlerde çeviri dünyasına damgasını vuran bir diğer konu ise Trump’ın, Bastille Günü kapsamında Fransa cumhurbaşkanının eşi Brigitte Macron’u ziyaretinde kullandığı cümlelerdi. O esnada Fransız tercümanlar, Brigitte Macron’a ‘’fiziksel olarak oldukça hoş göründüğü’’ şeklindeki cümleyi, Fransa halkının tepkisini çekmeyecek şekilde çevirmek için doğru kelimeleri seçmek zorundaydı. Bazı Fransız gazeteciler cümleyi, ‘’Sağlıklı gözüküyorsunuz.’’ olarak daha saygılı bir üslupla ‘’Vous etes en grande forme.’’ şeklinde yazdı.

Trump’ın tartışmalı cümlelerini olduğu gibi ya da daha yumuşak tonda ve saygı ifadeleriyle çevirmek konusunda çevirmenler ikiye ayrılmış durumda. Bazıları Trump’ın sivri sözlerinin tarafsızlaştırılarak çevrilmesini önerirken, diğerleri direkt çeviriden yana.

Ancak dilbilgisi ve ilginç kelimelerden ziyade, çevirmenlerin, Trump’ın konuşmalarını çevirmekte zorlanmalarının daha açık nedeni; Trump’ın söylemleri; çevirmenler ona katılmıyor.

Doğrular ve Yanlışlar

Mütercim ve tercümanların bu konuya ilişkin en çarpıcı gerçekleri; Trump’ı her yönüyle karşı tarafa iletmenin sebep olduğu tereddüt. Örneğin, Brezilyalı profesyonel bir tercüman olan Renato Geraldes, Trump’ın mültecilere ilişkin aşağılayıcı yorumlarını kendi diline çevirmeye nereye kadar dayanabileceğini sorguluyor ve mecbur kalsa bile o yorumları tekrarlayabileceğini sanmadığını belirtiyor.

Trump’ın ifadelerini olduğu gibi tercüme edebilmek için kendinizi gerçekten onun yerine koymanız gerekiyor ki bu; mütercim ve tercümanların zor buldukları ve isteksiz oldukları bir durum. En iyi mütercim ve tercümanların, konuşmacı ya da yazarın bakış açısını benimsediği söylenir. Peki ne pahasına olursa olsun bu yapılabilir mi?

Mesleğini 1980 yılında noktalayan emekli Japon tercüman Kumiko Torikai, özellikle ırkçı ve kadınları aşağılayan söylemler söz konusu olduğunda çevirmenin işinin fazlasıyla zor olduğunu vurguluyor:

‘’Bir çevirmen olarak işiniz; söylemlerin saldırganlığı, konuşmacının apaçık bir yalancı olması.. vb durumlara bakılmasızın söylenileni olduğu gibi iletmektir. Kişisel duygu ve düşüncelerinizi bir kenara koyar ve konuşmacı ile bütünleşirsiniz. Bu ise düşünülenden çok daha zor bir şeydir; neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilseniz bile beyan edemezsiniz. Nitekim mesleğimi noktalama sebebim de bu.’’

Kınanılacak söylemler kullanan birisinin konuşmalarını çevirmekle görevlendirildiklerinde tercümanlar doğal olarak samimiyetsiz ve dürüstlükten uzak hissederler. Konumuza dönecek olursak, işte tam olarak bu noktada Trump’ın bakış açısını benimseyebilmek için kendi kişiliğini ve duygularını bastırma mecburiyeti, tercümanları, şiddetli bir psikolojik baskı altında bırakmaktadır. Zira ortaya çıkacak çeviriyi etkileyeceğinden, Trump’ın iddialarını, etik anlayışını ve zorlayıcı dilbilgisini benimsemek için benliğinizden tam anlamıyla soyutlanmanız gerekecektir.

Peki, Trump’ın ifadelerine yönelik bazı çevirmenleri bu kadar pes ettiren nedir?

Görünenlerin Ardında…

Başkanın malum tweetleri (tivitleri) genellikleri çevirmenlerin şüpheli bulduğu iddialarla dolu olmaktadır. Bunun dışında, iletilerin siyasi açıdan kışkırtıcı olup olmadığı diğer kültürlere aktarılması yönünden önem taşımaktadır. Bu noktada Trump’ın büyük harf ve ünlem işareti kullanımları tepki çekmektedir.

Sonuç olarak bazı çevirmenler Trump’ın ifadelerini sansürlemeyi ya da anlamsal açıdan bağlı kalmak şartıyla kelime bazında değiştirmeyi uygun görmektedirler. Moscow Times’ta görev alan çevirmen Michele Berdy; Trump’ın tivitlerinde kullandığı üslubun çocukça bulunduğu ve Rus çevirmenlerin söz konusu tivitleri daha ciddi bir üsluba uyarladıklarını belirtiyor.

Peki çevirmenler bu tür sansürlemeler nedeniyle eleştirilebilir mi? İstisnalar dışında hayır. Prof. Peter Newmark duruma şöyle açıklık getiriyor: ‘’Çevirmenler; etik değerlere ters düşmediği sürece konuşmacı veya yazarın sözlerine sadık kalmak zorundadırlar ancak söz konusu ifadeler hedef kitleyi yanıltacak veya aşağılayacak nitelikte ise görevi reddetme hakkına sahiptirler.’’

Trump’ın kışkırtıcı ve saldırgan ifadeleri, dinleyici ve okuyucuları çoğu zaman yanıltacak veya aşağılayacak nitelikte olması nedeniyle genellikle çevirmenlerin kişisel etik anlayışı ile ters düşmektedir.

Siyaset, etik değerler kapsamında sürdürülmesi gereken bir sistem ise hem siyasi hem de etik değerlere uygun olmak zorundadır. ‘’Trumpslation’’ olarak adlandırılan Trump üslubu çeviriler basit bir mesele olmamakla birlikte çevirmenlerin bu ifadeleri anlamaları ve aktarmaları da kolay değildir.

KAYNAK

Tags: