Bilirkişilik Nedir?

Bilirkişi, 24.11.2016 tarihli 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu‘na göre “çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde oy ve görüşünü sözlü veya yazılı olarak vermesi için başvurulan gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi” olarak tanımlanır. Yani adli konularda adli makamların danıştığı alan uzmanı olarak da düşünebilirsiniz. Baştan, bilirkişiliğin bir meslek olmadığını da ekleyelim. Hatta memurların ek iş yapmasının yasak olmasına rağmen 657 sayılı Memurlar Kanunu’nun 87. maddesine göre 2. bir görev olarak yer alabilecekleri çalışmalar arasında bilirkişilik de bulunmaktadır ve buradan kazanç elde edebilirler. Bu da yargı sisteminin uzmanlık gerektiren konularda karar vermek için meslek uzmanlarından destek alma konusuna önem verdiğini göstermektedir. Bilirkişilik Kanunu 2016 yılında çıkmış olmasına karşın Osmanlı’dan beri kullanılan bir sistemdir. Günümüz statüsünden daha üst yetkileri olsa da bilirkişiliği o zamanlar “ehl-i hibre”ler yapardı. Şu anki Cumhuriyet düzeninde, 6754 sayılı kanun çıkana kadar bilirkişilik sisteminin yürütülmesi için herhangi bir merkezi sistem ve standartlar yoktu. T.C. Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün 4 Mart 2016 tarihli Bilirkişilik Kanun Tasarısının Genel Gerekçe metninde bilirkişilik incelemesine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince adli yargı mercileri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu gereğince idari yargı mercileri, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu ile 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu gereğince askeri yargı mercileri tarafından müracaat edildiği belirtilmiştir. Yeni kanunla birlikte de bu sistemin merkezileşmesi hedeflenerek Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Bilirkişilik Daire Başkanlığı kurulmuştur. Altta da tanıtım videosunu izleyerek genel bir bilgi edinebilirsiniz.

Çevirmenler Sistemin Neresinde Yer Alıyordu?

En başından başlayarak sistemin günümüze kadar işleyen halinden ve bundan sonra da Bilirkişilik Daire Başkanlığının bu konuya nasıl yaklaştığından bahsedelim. Aslında, hala geçiş sürecinde olan, eski sistemde çevirmenler bilirkişi olarak kabul edilmez ama diğer yandan da bizi nereye koyacakları konusunda karar veremedikleri için “Adli Tercüman, Adli Bilirkişi Tercümanı, Tercüman Bilirkişi” gibi sıfatlarla karşılaşabilirsiniz. Mesela bilirkişi statüsü verilenlerin ÜYAP sistemine giriş yetkisi olmasına rağmen biz çevirmenlerin o sisteme giriş yetkisi bulunmamaktadır. Bu konuyla alakalı ismimizin geçtiği sadece 5 Mart 2013 tarihli 28578 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan CMK’ya Göre Tercüman Listelerinin Düzenlenmesine Dair Yönetmelik bulunmaktadır. İlgili yönetmeliğe göre her sene adliyelerin Adli Yargı Komisyonları Eylül ayında duyuru yapar, Ekim ayı içinde başvuruları alır ve Aralık ayı içinde de, bir sonraki sene için, mahkemelerde çevirmenlik yapacak kişilere yemin ettirerek bir liste oluşturur. Bu da her sene aynı şekilde tekrarlanır.
Davalarda çeviri yoluyla iletişimin sağlandığı ve incelemelerin yapıldığı durumlarda çeviriyi yapacak olan kişilerin listesine girmek için yönetmelik şartları şu şekilde yazılmıştır:

MADDE 6 – (1) Listeye kayıt olabilmek için tercümanın;
a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması,
b) Başvuru tarihinde fiil ehliyetine sahip olması,
c) En az ilkokul mezunu olması,
ç) Başvuru tarihinde onsekiz yaşını tamamlamış olması,
d) Affa uğramış ya da ertelenmiş olsalar bile Devlete ve adliyeye karşı işlenen suçlar, 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda yer alan suçlar ile basit ve nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflâs veya kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçlarından hükümlü olmaması veya hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemiş olması,
e) Disiplin yönünden meslekten ya da memuriyetten çıkarılmamış veya sanat icrasından yasaklanmamış olması,
f) Komisyonun bağlı bulunduğu il çevresinde oturması veya bir meslekî faaliyeti icra etmesi,
g) Başka bir komisyonun listesinde kayıtlı olmaması,
gerekir.

Yukarıdaki şartları incelediğimizde dil yeterliliği konusunun açılmadığını bile görüyoruz. İstenen başvuru belgeleri arasında bu maddeyle dil yeterliliği kontrolü yapılıyor;

c) Tercüman olmak istediği dil veya diller ile işaret diline ilişkin diploma, ruhsatname, sertifika gibi belgelerin aslı veya komisyonca onaylanmış örneği, böyle bir belgenin olmaması durumunda tercümanlık faaliyetini yerine getirecek derecede dil bildiğinin yazılı olarak beyanı

Bu maddede geçen “yazılı beyan” ise başta istenen bütün yeterlilik belgelerinin aslında gerekli olmadığına, sadece başvuru yapan kişinin o dili bildiğini beyan ederek ve bir belgeye imza atarak istediği dilde, mahkemelerde çevirmenlik görevi alabileceği anlamına gelir. Bu duruma örnek olarak da İstanbul Adliyesi‘nin resmi internet sayfasında yayımlanan Tercüman Listesi‘ni inceleyebilirsiniz. Bu listede yer alan 2018 yılı çevirmen listesine dahil olanların asıl meslekleri arasında benim favorim “ebe” ve “motorlu kurye”dir. Bir de 20’den fazla dilde çeviri yapabildiğini beyan ederek komisyonca listeye dahil edilmiş kişileri de bu listede bulabilirsiniz. Bu tarz örneklere diğer adliyelerin listelerinde de karşılaşabilirsiniz. Tabii bu sorunun kaynağının aslında nadir diller için ülkemizde oturmuş bir eğitim sistemi ve sınav mekanizması bulunmadığından ilgili dilde yetişmiş kişilerin de sistemde bir şekilde yer almasını sağlayarak davalarda çıkmaza girilmesinin önüne geçilmeye çalışıldığını söyleyebiliriz. Detaylı bir şekilde kurallara bağlanmadığı için de yargı sistemindeki çeviriye dayalı işlemlerde ne tarz sorunlarla karşılaşılabildiğini tahmin edersiniz.

Yeni Bilirkişilik Sistemi Ne Getirdi?

Bilirkişilik ve çevirmenlerin yeri konusunda az çok fikir sahibi olduysanız şu anda geçiş sürecinde olan yeni bilirkişilik sistemine de bir göz atalım. Kanunda geçen genel açıklamalar detaylı olarak 3 Ağustos 2017 tarihli 30143 sayılı Bilirkişilik Yönetmeliği‘nde belirtilmiştir. Orada geçen bilirkişi olabilme şartları genel olarak eski sistemde de mevcuttu ancak bu kontroller Adli Yargı Komisyonlarında ayrıca yapılarak inisiyatifi adliyelere bırakılıyordu. Şimdi ise Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne bağlı bir Bilirkişilik Daire Başkanlığı ve altında 9 Bilirkişilik Bölge Kurulu oluşturuldu. Bu kurullar da daire başkanlığı adına bulundukları bölgelerdeki bilirkişilik sisteminin uygulanmasını ve denetimini sağlamakla görevlendirildiler. Yeni sistemde ek olarak da artık bilirkişilik statüsüne dahil olan herkes için de bir bilirkişilik eğitiminin alınması zorunlu hale getirildi. Bilirkişilik Daire Başkanlığının bu eğitimleri hakkında detaylı bilgiyi Temel Eğitim Kitapları‘ndan ve eğitimler hakkında da Bilirkişilik Temel Eğitim İzni Verilen Kuruluşlar‘dan alabilirsiniz.

Peki Yeni Sistemin Çevirmenlere Katkısı Ne?

İşte bu soruyla asıl konuya geliyoruz. Konuya girmek bu kadar uzun sürdüğü için kusura bakmayın, çünkü çevirmenlerin ülkemizdeki yasal statüsü konusunda çok fazla yerden örnekler bulabiliyorsunuz ama doktor ve avukat gibi kanunlarla sabitlenmiş belirli bir statüsü olmadığı için her örnek birbirinden farklı olabiliyor. Bundan dolayı da önce açıklamak istediğiniz konunun temelini anlatmanız gerekiyor. Bilirkişilik Daire Başkanlığının yayımladığı ilk olarak 29 Kasım 2017 tarihli Bilirkişiliğe Kabule ve Bilirkişilik Başvuru Usul ve Esaslarına İlişkin Duyuru‘da EK 1 Bilirkişilik Temel ve Alt Uzmanlık Alanları listesi yer almakta ve Mütercim Tercümanlık (Çevirmenlik) başlığıyla G-04 koduyla bilirkişilik statüsü çevirmenlere de verilmektedir. Yani çevirmenler EK 2 Aranan Niteliklerde geçen şartları karşılamak koşuluyla adliyelerde bilirkişilik statüsünde çevirmen olarak listelere alınacağı duyurulmuş oldu. Bu duyuruya istinaden 1-11 Aralık 2017 tarihleri arasında listede yer alan bütün meslekler için başvurular alındı, inceleme ve yemin işlemlerinin ardından da 29 Aralık 2017’de ilk Bölge Bilirkişi Listeleri açıklandı. Yargı düzeninin bu geçiş sürecinden etkilenmemesi için de yeni çevirmen listeleriyle birlikte eski çevirmen listelerinin de kullanılmasına müsaade edildi. Aynı zamanda Bilirkişilik Daire Başkanlığı bu seçim sürecinde yaşanan aksaklıkları göz önünde tutarak ve başvuru yapanlardan geri dönüşler alarak 9 Mart 2018 tarihli 2018 Yılı 2. Dönem Bilirkişilik Başvurularına İlişkin Duyuru yayımladı. Bu duyuruda ilk duyurudan farklı olarak EK 1 Bilirkişilik Temel ve Alt Uzmanlık Alanları listesi sadeleştirmeye gidilerek harf kodları yerine sayı kodları getirildi; Mütercim Tercümanlık (Çevirmenlik) Mesleği 39 numarayla temel alanda; 39.1 Yaygın Diller (İngilizce, Almanca, Fransızca), 39.2 Yaygın Olmayan Diller (İngilizce, Almanca, Fransızca dışında kalan diller) ve 39.3 İşaret Dili Alt Uzmanlık Alanı olarak listede yerini aldı. Aynı zamanda mesleki alanda aranan nitelikler de sadeleştirilerek EK 2: Bilirkişilik Temel ve Alt Uzmanlık Alanlarına Göre Aranan Nitelikler listesinde de koşullara uyanların kendi uzmanlıkları altında uzman olarak başvuru yapılabileceği duyuruldu.

Sadeleştirilmiş yeni listede 39 Mütercim Tercümanlık (Çevirmenlik) için şartlar:

1. 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununun 10’uncu ve Bilirkişilik Yönetmeliğinin 38’inci maddesindeki bilirkişiliğe kabul şartlarını taşımak.

2. Yaygın diller (İngilizce, Fransızca ve Almanca);a)Yaygın dillerde eğitim veren mütercim tercümanlık, çeviribilim, çevirmenlik, filoloji, dil ve edebiyat, dil ve kültürel çalışmalar ve yabancı dil öğretmenliği ön lisans veya lisans bölümlerinden ya da Türkiye’de ve yabancı ülkelerde İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerinde eğitim veren iki veya dört yıllık yüksekokul veya üniversitenin herhangi bir bölümünden mezun olmak.b)Yukarıdaki fıkrada yazan niteliklerin bulunmaması halinde Yabancı Dil Sınavından (YDS) veya Yüksek Öğretim Kurumu tarafından denk kabul edilen Avrupa Konseyi Ortak Dil (Commo European Framework – CEF ) kriterleri kapsamında yapılan yabancı bir sınavdan en az B düzeyinde(80) puan almış olmak.

3. Yaygın olmayan diller (İngilizce, Fransızca ve Almanca dışındaki diller);a) Yaygın olmayan dillerde mütercim tercümanlık, çeviribilim, çevirmenlik, filoloji, dil ve edebiyat, dil ve kültürel çalışmalar ve yabancı dil öğretmenliği lisans veya ön lisans bölümleri veya Türkiye’de yabancı dilde eğitim veren iki ve dört yıllık yüksekokul veya üniversitenin herhangi bir bölümündenmezun olmakya da yabancı ülkelerde yaygın olmayan dillerde eğitim veren en az orta öğretim, iki veya dört yıllık yüksekokul ve üniversitelerin herhangi bir bölümünde eğitim almış olmak veya oülkede üniversiteye giriş dil eğitimi kursunu bitirmiş olmak.b)Yukarıdaki fıkrada yazan niteliklerin bulunmaması halinde Yabancı Dil Sınavından (YDS) veya Yüksek Öğretim Kurumu tarafından denk kabul edilen Avrupa Konseyi Ortak Dil (Common European Framework – CEF) kriterleri kapsamında yapılan yabancı bir sınavdan en az B düzeyinde (80) puan almış olmak.

4. İşaret dili çevirmenliği için en az 5 yıl süreyle işaret dilinde çevirmenlik faaliyeti yaptığını belgelemek. 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununun 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki “Bölge kurulu karar verirken sicile kayıt bakımından öncelikle başvuranın 10’uncu maddedeki şartları taşıyıp taşımadığını değerlendirir ve şartları taşıyanlar arasından başvuranın mesleki tecrübesini, katıldığı meslek içi eğitimleri veya uzmanlığı gösteren belgeleri dikkate alarak en liyakatli olanları seçer.” hükmü uyarınca başvuranlar arasından liyakatli olanların belirlenmesinde;

– Hukuk eğitimi almış olanlar veya çok iyi derecede dil bilen hukuk fakültesi mezunları,

– Başvuruda bulunduğu alt uzmanlık alanlarında yüksek lisans veya doktora yapmış olanlar,

– Başvuruda bulunan dilde mesleki ve akademik çalışması bulunanlar,
dikkate alınarak değerlendirme yapılır.

Bu niteliklere göre yukarıdaki şartları karşılayan bir kişi Bilirkişilik Daire Başkanlığının duyurduğu tarihlerde başvurusunu yaptığında ve o tarihe kadar bilirkişilik eğitimini almış olduğunda çevirmen olarak adliye listelerine girebilir. Bu koşulların çevirmenlik konusunda ne kadar yeterli olduğu tartışılabilir olsa da bir önceki sistemdeki şartlara göre daha iyi olduğunu kabul etmek gerekir. Sistemin bir geçiş sürecinde olduğu ve paydaşlardan geri dönüşler alınarak tekrar düzenleme çalışmaları yapıldığını düşününce de bu şartlar da zamanla daha uygun bir hale getirilebilir, diyebiliriz. Son olarak da MYK Seviye 6 Çevirmen Ulusal Meslek Standardı ve Yeterlilik hazırlama çalışmaları da, Eşgüdüm Grubu’nun yaptığı panellerde belirttiğine göre, bu sene içinde bitecek resmi anlamda bir devlet standardımız, sınav ve belgelendirme sürecimiz de olacak. Bu da demek oluyor ki bilirkişilik aranan niteliklerinin de çevirmenlik mesleği için bu standarda uygun olarak değiştirilebileceği ihtimalini de bir kenara atmamak gerekir.

Tags: