Duyduğunuz bir bilgiyi o anda ezberleyebilmek ister miydiniz?

Dilerseniz bunu başarabilirsiniz. Zira bu, tercümanların her gün yaptığı bir şey: dinlerler, anlarlar, ezberlerler, çevirirler ve söylerler. En önemlisi de bunların hepsini aynı anda yaparlar!

Etkileyici, değil mi?

Konferans tercümanlığında çekingenliğe, cesaretsizliğe ve tereddüte yer yoktur. Araştırmalar; bu mesleğin, dünyadaki en stresli mesleklerden birisi olduğunu gösteriyor. Öyle ki bir araştırma, konferans süreci ve hava trafiği kontrolünün eşdeğer strese sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Konferans Tercümanlığında Stresi En Aza İndirerek Başarılı Olmak

Büyük çaplı ve önemli görevler alan konferans tercümanları, diğer insanlardan farklı olarak söz konusu yeteneklerle dünyaya gelmiyorlar; belirli teknikleri öğrenerek ve düzenli olarak alıştırmalar yaparak kendilerini geliştiriyorlar. Tecrübe ve tavsiyelerden yola çıkarak bu tekniklerden bazılarını sizler için derledik.

  1. Basit Denemelerle Hafızanızı ve Akıcılığınızı Geliştirin

Konferans tercümanlarından öğrenebileceğiniz en önemli şey: zihinsel esnekliğe odaklanmak.

Hafızanızın ne kadar güçlü olduğu ya da kelime haznenizin ne kadar geniş olduğu fark etmeksizin bazen anadilinizde bile hatırlayamadığınız kelimeler ya da ifade edemediğiniz durumlar olur. Eğer dilde akıcılığınızı geliştirmek istiyorsanız, bu gibi durumlarda unutulan kelime ya da belirtilemeyen ifadeyi bir başka kelime ve ifade ile telafi edebilmek için zihinsel esnekliğe ihtiyacınız vardır.

Telafi etmekten kastımız; unutulana eşdeğer olanları hatırlamaktır ve bu, geliştirilebilir bir beceridir. Hali hazırda konferans tercümanı ya da adayı iseniz bu teknik ile alanınızda bir adım daha öne çıkarsınız.

Bir Konferans Tercümanı Olarak Geleceği Duymak

Tercümanların alışkanlık olarak edindikleri bir beceridir; konuşmacının az sonra ne söyleyeceği ya da konuşmaya nasıl devam edeceğini bilirler. Nitekim bu, onlara zaman kazandırarak iyi bir çeviri ortaya koymalarını sağlar. Dikkat etmişseniz, tercüman arkadaşlarınızın, siz konuşurken cümlelerinizi nasıl ve neden tamamladığını şimdi daha net anlamışsınızdır.

Bazen sıkıcı bir durum gibi görünse de hatırlama/telafi ve tahmin yöntemleri zihinsel esneklik kazandırır.

Tercümanların sık sık yaptığı en önemli alıştırmalardan birisi de cümle tamamlama denemeleridir. Zevkli bir alıştırma olmanın yanı sıra meslekleri ile doğrudan bağlantılı bir yöntemdir.

 

Üst Düzey Hafıza Gelişimi İçin Cümle Tamamlama

Üniversite sınavına hazırlık yıllarından çoğumuzun hatırladığı bir soru türüdür aslında cümle tamamlama. Cümlede yer yer kelime ya da kelime grubu boşlukları vardır ve anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde uygun kelimelerle bu boşlukları tamamlamaya çalışırsınız.

Örnek:

Özge bugün _ _ . (geldi, okula gitti, kitap okudu, vs.)

Can _ _ planlıyor. (tatile gitmeyi, çalışmayı, yarın konuşmayı, vs.)

Bu gibi örnekler oluşturarak cümle için mümkün olduğunca fazla tamamlayıcı bulmaya çalışın. Ne kadar fazla tamamlayıcı düşünür ve bulursanız bahsettiğimiz zihinsel esnekliğiniz artacaktır.

Akıcı Konuşmayı Geliştirmeye Yönelik

Cümle tamamlama alıştırmasını faydalı bulmamızın bir diğer nedeni; bağlam ve içerikten nasıl faydalanılacağını öğreterek esneklik oluşturmasıdır. Bu noktada çağrışım gücünüz devreye girmek zorundadır. Zihniniz, dil kalıpları ve yapılarına ne kadar aşina ise kelimeleri ve kalıpları hatırlamak o kadar kolay olur. Bu da cümleler daha zihninizde oluşurkenki akıcılığın konuşmaya yansıması anlamına gelir.

Dahası, cümle tamamlama; kelime ve ifadeleri öğrenmede konuşma içeriğini ipucu haline getirmektedir.

İçerik: Konferans Tercümanlığında En İyi Anımsama Unsuru

Basit bir örnekle açıklayalım: Birisi ‘’Teşekkür ederim.’’ dediğinde, henüz o kişi cümlesini bitirmeden istemsizce ‘’Rica ederim.’’ diyoruz. Bu örnek cümle iki kelimeden oluşsa da kalıp olarak beynimize yerleşen daha uzun bir cümle için de aynısı geçerlidir.

Duyduğunuz bir kelime, verilecek uygun cevap için beyninizi harekete geçirmektedir. Örnekte belirtilen iki cümle arasındaki çağrışım o kadar güçlüdür ki birbirleri için ipucu oluştururlar.

Cümle tamamlama alıştırmalarından kelime ezberlemek ve içeriği ipucu olarak kullanmak üzere faydalanmak için bilgi kartları oluşturabilir ya da aynı işlevi görecek AnkiApp gibi uygulamaları deneyebilirsiniz. Bu yöntemi uygulamak için:

1) Öğrenmekte olduğunuz dilde (ya da çeviride kullandığınız yabancı dilde) cümleler yazan kartlar oluşturun.

2) Hatırlamak/öğrenmek istediğiniz kelime/kalıpların yerini boş bırakın ve o kelime/kalıpları ilgili kartların arkasına yazın.

3) Cümleleri her okuduğunuzda boşluğa hangi kelimenin uygun olduğunu hatırlamaya çalışın. Cümleyi okurken, onu yazdığınız veya kelimeyle birlikte okuduğunuz anı olabildiğince canlı olarak hatırlamaya çalışın.

4) Kartı her okuduğunuzda içerik ve öğrendiğiniz kelime arasındaki bağlantı güçlenecek ve siz bu alıştırmaları yaptıkça kazanım sadece birkaç kart ve kelimeyle sınırlı kalmayıp dilin geneline etki edecektir.

  1. Esneklik 2.0: Konferans Tercümanlarına Hatırlama Noktasında Yardımcı 4 Doğaçlama Tekniği

Öğrenmekte olduğunuz dilde bir cümle kurarken belirli bir kelimeyi hatırlamadığınız için tıkandığınız oldu mu? Böyle bir durumda muhtemelen boşluğa düşer ve ne diyeceğinizi bilemezsiniz. Belki de bu gibi olumsuz durumlar, daha akıcı olmanız için iyi birer fırsattır.

Tercümanlar, hislerinize ortaktır; duydukları kelimeyi bilirler, anlarlar ancak kimi zaman söz konusu kelimeye hali hazırda uygun karşılık bulamazlar. Zihinsel açıdan aşırı yüklü olmanız size sessiz kalma hakkı vermez çünkü doğru bir çeviri için bekleyen ve size güvenen dinleyiciniz vardır.

Deneyimli tercümanlar bu sorunla başa çıkmayı ve bu gibi durumlarda daima en uygun alternatifi hatırlamayı öğreniyorlar. Nasıl olduğunu tahmin ediyorsunuzdur: esneklik üzerine çalışarak.

Bu bağlamda tercümanlar, zihinsel esnekliği artırmak için doğaçlamaya güveniyorlar. Kullandıkları yöntemlere göz atalım:

  • Hatırlayamadığınız bir kelime olduğunda hafızanızdaki mevcut kelimeler yardımıyla onu tanımlamaya çalışın. Örneğin; ‘memur’ kelimesini ‘devlet yönetiminde kamu için çalışan görevli’ olarak tanımlayabilirsiniz.
  • İkinci olarak; söyleyemediğiniz şeyin ’ne olmadığını’ belirterek iletişim kurabilirsiniz. Aynı örnekten yola çıkarsak; ‘memur’ için ‘özel sektör dışında çalışan kişi’ dediğinizde muhatabınız ne demek istediğinizi anlayacaktır.
  • Bir diğer teknik; aklınıza gelmeyen kelimenin daha genel ya da daha detay halini ifade edebilirsiniz. Eğer ‘araba’ kelimesi aklınıza gelmemişse ‘ulaşım aracı’ ya da ‘araç’ gibi genel bir ifadenin yanı sıra arabanın markasını söyleyerek detayla ifade edebilirsiniz.
  • Önceki yöntemler o an için işinize yaramıyorsa söz konusu kelimenin mevcut bağlamda ne kadar önemli olduğuna karar verin. ‘’Dün arabayla sinemaya gittim. Gerçekten güzel bir filmdi.’’ cümlesinde ‘arabayla’ ifadesi ne kadar önemli? O halde akıcılığa engel olmaması için bu detayı atlayarak iletişime devam edin.

Bu teknikler, aynı zamanda, kelime ezberleme noktasında da yararlıdır. Okuduğunuz ya da duyduğunuz herhangi bir kelimeye yukarıdaki yöntemlerle yaklaşın. Kelimeyi; eş anlamlısı, zıt anlamlısı ve dahil olduğu cümleler ile bağdaştırın.

  1. Tercümanlar, Daha Önce Hiç Duymadıkları Kelimeleri Nasıl Anlarlar?

Anladığımız ama çevirisi aklımıza gelmeyen kelimelere ilişkin çözümler hakkında tartıştık. Bir de şöyle bir durum var ki; bazen söylenilen kelimeyi bilmiyoruz ve anlamı hakkında da hiçbir fikrimiz olmuyor doğal olarak.

Peki bir konferans sırasında yabancı dilde bilmediğiniz bir kelime geçse ne yapardınız? Panik mi olurdunuz ya da konuşma devam edip giderken o kelime üzerinde mi düşünürdünüz?

Eğer bir konferans tercümanı iseniz bu seçeneklerden hiçbirine sahip değilsiniz. Dinleyiciniz, sizden, her şeyi doğru anlamanızı ve anlatmanızı bekler.

O halde ne yapılmalı? İyi bir tercüman öncelikle sakin kalır, dinlemeye devam eder ve kelimeye anlam vermeye çalışır. Nasıl mı? Birlikte kullanılacak iki şey yardımıyla: içerik ve hafıza.

Şimdi, muhtemelen, insan daha önce hiç duymadığı bir kelimeyi nasıl hatırlar diyorsunuz. Eğer anadilinizde söz konusu kelime ile bu kelimeyi tanımlayan cümledeki diğer kelimeler arasında güçlü bir bağ oluşturabilmişseniz, bu mümkündür.

Cesur Bir Tercümanının Zihnine Dokunmak

‘’Bir gün Adriatik Denizi’nin tuz yoğunluğunu konu alan Almanca bir konuşmayı tercüme etmekle görevliydim. Konuşmacı, sözlerine ‘kondensieren’ (yoğunlaştırmak) ve ‘verdunsten’ (buharlaştırmak) kelimeleri ile devam ediyordu. İlk kelime İngilizce’den çağrışım yapmasıyla da anlaşılırdı ancak ‘verdunsten’ kelimesini ilk kez duyuyordum. O anki gerilimi tahmin etmek zor olmasa gerek; söylenilenleri az sonra tercüme etmem gerekecek ve benim konuşmanın anahtar kelimelerinden biri hakkında hiçbir fikrim yok! Sadece sakin kalmaya çalıştım ve elimde bulunan bir kelime ile hafızamdaki çağrışımları zorladım. Lise yıllarıma kadar gidiyordu yoğunlaşma döngüsüne ait bilgilerim ve… tabi ki buharlaşma! Kelimeye bu anlamı vererek konuşmayı tamamladığımda mantıksal olarak her şey yolundaydı ve durumu kurtaran şey; bir kelimeye dair bilgilerin diğer kelimeyi çağrıştırmasıydı.’’

Sakin kalır, dinlemeye devam eder ve içeriğe odaklanırsanız beyninizin bağlantı kurma konusunda ne kadar yetenekli olduğunu görebilirsiniz.

Anadilinizde çoktan edinmiş olduğunuz zihinsel bağlantılara güvenin. Bir sohbet veya konuşmada geçen her bir kelimeyi anlayamadığınız için gerilmeyin. Sadece odaklanın ve resmin tamamını görmeye çalışın. Göreceksiniz ki; anlayamadığınız ya da hatırlayamadığınız o kelimenin anlamı kendiliğinden gelecek.

  1. Konferans Tercümanları Okudukları Ya Da Duydukları Her Şeyi Nasıl Hatırlar Ve Bu Onları Nasıl Daha Akıcı Yapar?

Şunu belirtmeliyiz ki tercüman adayı öğrenciler ilk başta bu konuya çekimser yaklaşıyor. Çoğu adayın düşündüğünün aksine, iyi bir tercümanın en önemli özelliği muhteşem bir hafıza ya da yabancı dilde mükemmel bir akıcılık değil.

Konferans Tercümanlığı Hakkında En Önemli Bilgi

Aklınıza gelenlerden çok daha önemli bir nitelik: genel kültür.

İyi bir tercüman, anadilinde mükemmel bir sözcü olmak zorundadır. Yabancı dili çok iyi anlıyor olması gerekir ancak her şeyden önce anladıklarını anadilinde hatasız ve anlaşılır bir şekilde anlatabilmelidir. Bunun için de geniş bir genel kültür ve kelime haznesine ihtiyacı vardır.

İngilizce’de yüz binlerce farklı kelime var; bunların hepsine hakim olmak mümkün değildir ve hepsini bilmek zorunda da değilsinizdir. Ancak anadiliniz ve genel kültürünüz üzerinde çalışmak, en az yabancı dildeki çabanız kadar getiri sağlayacaktır.

Bu noktada ‘içerik’ konusuna dönmek durumundayız: genel kültürünüz ne kadar genişse diğer dilleri de o kadar iyi anlarsınız. Bir konu hakkında çok az da olsa fikriniz varsa, yabancı dilde konuşabilmek için söz konusu konuya ilişkin birkaç kelime duymanız yeterli olacaktır.

‘’Bir örnekle açıklayayım: şu an İtalya’dayım ve anayasal değişim için referandum söz konusu. Ülke için önemli günler yaşanıyor ve doğal olarak herkes bu konuda konuşuyor. Hukuki bir yetkinliğim yok ve İtalyanca’m çok iyi olmasa da anadilimde bu referanduma ilişkin haberler okuyorum ve konunun temelini anlamış bulunuyorum. Diyeceğim o ki; şimdi ne zaman bir konuşmada ‘referendum’ kelimesi geçse ne denildiğine dair fikrim oluyor. Konuşmalarda anlayamadığım pek çok kelime var elbette ancak öncesinde edindiğim bilgi nedeniyle söylenilen her şey anlam ifade ediyor.’’

Tercümanlar bu konuda uzmandır; çok yönlü olmak ve çok şey hakkında az da olsa bir şeyler bilmek zorundadırlar. Çünkü çeviri yapacağınız bir konuşmada az sonra ne hakkında konuşulacağını her zaman bilemezsiniz. Bu nedenle hayat boyu öğrenme dediğimiz ilke tercümanlar için daima geçerlidir.

  1. Konferans Tercümanları Hafızalarını Geliştirmek İçin Başkalarını Nasıl İzler ve İyi Bir Aksana Sahip Olur?

Tercüme yapmak, beyin işleyişinde büyük bir stres oluşturur. Her şeyden önce; başka dilde konuşulanı dinlemek, anlamak, çevirmek, diğer bir dilde anlatmak ve bunların hepsini aynı anda yapmak zorundasınızdır. Tercüman adayı öğrenciler de dahil olmak üzere pek çok insan, bir şeyleri eş zamanlı yapmak konusunda deneyimli değildir. Bu kişiler için kaçınılmaz sonuç ise doğal olarak zihinsel açıdan aşırı bir yük ve çoğu zaman başarısızlıktır.

Peki bununla nasıl başa çıkılabilir? Tercümanlar, aynı anda hem dinlemeyi hem de konuşabilmeyi öğrenmek için belirli bir teknik kullanırlar. Yabancı dil ve çeviri ile ilgili hemen herkesin bildiği bir tekniktir: gölgeleme.

Gölgeleme nedir? Konuşan birisini dinlerken, ondan birkaç saniye sonra başlayarak söylenilenleri aynı dilde tekrarlamaktır.

Oldukça kolay gözüküyor değil mi? O halde bir deneme yapın; oldukça kolay bir konuşmanın bile zihninizi ne kadar zorladığını göreceksiniz. Bununla birlikte, denemeye devam ettikçe ilerleme kaydettiğinizi fark edeceksiniz.

İyi Bir Konferans Tercümanı Olmak İçin Gölgeleme Üzerinde Nasıl Çalışılmalı?

Gölgeleme yöntemi ile ilk olarak hafızanızı ve odaklanma kabiliyetinizi geliştirirsiniz. Aynı anda dinleme ve konuşma alıştırmaları ile kısa süreli hafızanız gelişim gösterir.

İkinci olarak, yabancı dile aşinalığınız artar ki bu, bir dili öğrenmeye başladığınız andan itibaren ihtiyacınız olan şeydir. Telaffuz ve duyduğunu anlama becerilerine etkisi, uygulamanın en büyük avantajıdır.

Gölgeleme denemesi yapmak isterseniz;

  1. Öğrenmekte olduğunuz dilde bir konuşma, yayın ya da sözlü herhangi bir medya bulun. İlk denemeleriniz olacaksa yavaş bir konuşma tercih edebilir ya da konuşmayı yavaşlatabilirsiniz.
  2. Kendi sesinizi de duymak isteyeceğiniz için kulaklığı yalnızca bir kulağınıza takın.
  3. Konuşmayı başlatın ve birkaç saniye sonra söylenilenleri tekrar etmeye başlayın. Telaffuzunuzu geliştirmek için konuşmacıyla mümkün olduğunca eş zamanlı tekrar yapmalı; hafızanızı geliştirmek için ise tekrar yapacağınız süreyi birkaç saniye daha uzatmalısınız.
  4. Uygulama bu kadar! Devam ettikçe beyninizin neler başarabildiğini ve telaffuzunuzun nasıl gelişim gösterdiğini göreceksiniz.

Konuşma ya da dialoğun yavaş ilerlediği videolarla başlayarak konuşma hızını zamanla normalleştirebilirsiniz. Bir süre sonra aksanınızın kusursuzlaştığını ve dinleme becerilerinizin geliştiğini fark edeceksiniz.

Not: Gölgeleme alıştırmalarını yalnızca işitme odaklı yapın; konuşma metni ile uyumlu gitmek tempo açısından olumlu görünebilir ancak yapmanız gereken şey hatırlama ve sese odaklanmaktır.

  1. Tercümanlar, Hafıza Sarayları Ve İpuçlarını Konuşmaları Eş Zamanlı Ezberlemek İçin Nasıl Kullanırlar?

Günümüzde konferanslarda eş zamanlı ya da 5-10 dakika aralıklı ardıl çeviriler kullanılmaktadır. Mesleğin geçmişinde ilk günlere gittiğimizde, en iyi tercümanların yarım saatten bir saate kadar olan konuşmaları tek seferde çevirdiğini görüyoruz. Evet, konferans tercümanları 30 dakikadan uzun süreli konuşmaları tek dinleyişte aklında tutuyor ve konuşma biter bitmez çevirmeye başlıyordu. Bu, üst düzey bir hafıza gerektirmektedir.

Bu zeki insanlar, ‘hafıza sarayı’ da dahil olmak üzere bir takım hafıza tekniklerine sahiptiler.

Konferans tercümanlığının atalarından sayılabilecek Kaminker, bu stratejileri şöyle kullanıyordu: Büyüdüğü yer olan Antwerp’in aşina olduğu bölgeleri ile aklında tutmak istediği konuşmaları bağdaştırıyordu; her bir konuşmadaki ana fikri, sokaklardaki dükkanlarla eşleştiriyor ve çocukluğunun geçtiği sokaklar boyunca yürüken fikirler de sırayla aklına geliyordu.

Bir konuşmayı ezbere öğrenmek için hafıza sarayını kullanmak yeni bir şey değil elbette. Ünlü yazar ve sözcü Cicero ve tercüman Anthony de bu teknikten bahsediyordu.

Günümüzde daha da artmış sayıları ile pek çok tercümanın bunu başarması, hafıza sarayı dediğimiz tekniğin zihinsel gücünü gösteriyor. Üstelik uzun süreli bir konuşmayı yalnızca bir defa dinledikten sonra olduğu gibi yeniden anlatabilmek, konuşmaları zihinlerine ne kadar başarılı bir şekilde yerleştirdiklerini (kodladıklarını) da ortaya koyuyor.

Konferans Çevirisi Ve İlginç İsimler

İsimleri, sayıları ve tarihleri akılda tutmaktan bahsediyoruz. Eğer bu konuda hafızanıza güveniyorsanız, yabancı dilde duyacağınız ve az sonra yeniden söylemek zorunda kalacağınız bir isim düşünün ancak İngiliz bir John Johnson’dan değil; Alman bir Gerhard Düsediekerbäumer’dan bahsediyoruz. Ya da her iki cümleden birinde tarih belirten bir konuşmacıyı tercüme ettiğinizi düşünebilirsiniz.

İmkansız mı? Elbette hayır. Tercümanlar ilginç isimler, belirli sayılar ve tarihler konusunda genellikle not tutmayı tercih ederler ancak bu her zaman mümkün olmayabilir. Pek çok tercüman adayı öğrenci de semboller, tarihler ve yüzdelik ifadeleri not tutma konusunda sıkıntı yaşamaktadır. Mesele yalnızca unutmak değil; sembollerin ne ifade ettiğinin bilinmesine rağmen devam eden konuşma sürecinde istemsizce yanlış hatırlamak.

Tercümanların bu sorunla başa çıkma yöntemlerinden birisi; önemli olmayan sayıları görmezden gelmektir. Mesleki olarak doğru olmadığını düşünüyorsanız; ipucu ya da major metot olarak adlandırılan yöntemler kullanabilirsiniz.

Her bir rakamı zihinde bir görselle bağdaştırmak ve sayı ya da tarihleri duyunca görseller aracılığıyla hatırlamak da bazı tercümanların kullandığı tekniklerden birisidir. Hayal gücünüzü kullanarak aynı yöntemle isimleri de aklınızda tutmanız mümkündür.

  1. Tercümanlar Doğru Dinleme Yöntemi ile Anlık Hatırlama ve Odaklanmayı Nasıl Başarırlar?

Önceki başlıklarda; tercümanların doğaçlama, içerik, gölgeleme, hafıza sarayı ve ipucu tekniklerinden nasıl faydalandıklarını açıkladık. Tüm bu beceriler konsantrasyonu geliştiriyor ancak ‘laser-like’ olarak adlandırılan ‘’odağa nokta atışı’’ için daha fazlasına ihtiyaç vardır.

Muhatabınız ortalama 5 dakikadan fazla konuştuğunda tüm dikkatinizi ona vermek zorlaşacaktır. Ancak tercümanlar bilir ki; çeviri yaparken durum değişir. Sporcular için ‘formunda olmak’ gibi bir şey olsa gerek; dinleme şeklinizi değiştirdiğinizde odaklanma şekliniz ve süreniz de değişir.

Konferans Tercümanlığında Analitik Dinlemenin Önemi

Her şeyden önce anafikir ve yapı odaklı dinleme yapabilmeniz gereklidir. Her bir cümle ya da paragrafta ana fikri belirlemeniz gerekir ki bu bazen yalnızca bir kelimedir. Daha sonra cümleleri yapısal açıdan kavrarsınız.

Bir tercüman olarak dikkat etmeniz gereken ilk şey; bağlaçlara odaklanmaktır. Cümlelerde benzerlik veya karşıtlık belirten bu ifadeler (örn: ve, ama, yinede, rağmen…) konuşmanın zihninizde şekillenmesinde önemli bir rol oynar.

Tercümanlar bu durumu ‘’analitik dinleme’’ olarak adlandırırlar. Dinlediğiniz bir konuşmada anahtar kelimeleri bu bağlaçlarla birlikte not tutarak çeviri esnasında ana fikri hatırlamanıza ne kadar yardımcı olduklarını görebilirsiniz.

Detayları Hatırlamak: Güçlü Bir İmgelem Kullanımı

Dinlediğiniz konuşmayı mümkün olduğunca canlı bir şekilde hatırlamak için maksimum çaba sarf etmeniz gerekir. Bazıları bunun için görselleştirme tekniklerine güvenirken bazıları da işitsel duyu ve deneyimlerine güvenirler.

Hafıza teknikleri uzmanlarının bu konudaki görüşü şu şekilde: ‘’Fikirleri, aklınızda kalıcı hale getirmek için görmezden gelemeyeceğiniz ölçüde abartma yoluna gidin.’’

Bu görüşlere katılmayan ve en azından çeviri noktasında bu kadar ileri gitmeye gerek olmadığını düşünenler de var. Yapmanız gerekenin yalnızca söylenilmek istenileni iletmek olduğunu belirten bu taraf, bir şeylerin zihinsel olarak büyütüldüğü takdirde hata yapma olasılığının da arttığını savunuyor.

‘’Tercüme yapacağım konuşmayı dinlerken kendimi meraklı ve şaşırmak isteyen bir moda hazırlıyorum. Böylelikle önemli bilgileri daha çok ciddiye alıyor ve ilgimi çekiyormuşçasına davranıyorum. Her şey ilgimi çekmeyebilir ama onları da önemsiz olarak görüp ilgi çekici hale getiriyorum; ‘Belçika’nın GSYİH’sının geçen yıl %0.2 artması…?’’’

Bu tekniği kullanan tercüman, duyduklarına duygu katması halinde ilgi çekici ve kalıcı hale geldiğini belirtiyor.

Kaliteli hikayeler/filmler sık sık belirsizlik taşır ve okuyucusunu/izleyicisini şaşırtmayı sever. Okuyucu/izleyici ise ne olacağı konusunda büyük bir merak içindedir; pür dikkat olaya kilitlenir ve beyin okuduğu/duyduğu her şeye maksimum odaklanır.

Öyle ki; küçükken pür dikkat dinlediğimiz Kırmızı Başlıklı Kız gibi masalları bir kez duymuş olsak bile hala detayları ile hatırlıyoruz.

Burada anlatılmak istenilen; duygusal çağrışımlardır. Zihninizde merak duygusu uyandırdığınızda beyniniz algılarını maksimum açacak ve odaklanmanızı sağlayacaktır. Bu moda girdiğinizde ise yalnızca ‘odağa nokta atışı’ yapmakla kalmayacak; beraberinde pek çok detayı da hatırlayacaksınız.

Bilgileri duygularla bağdaştırmak, tercüme de olduğu kadar dil öğreniminde de yardımcı bir yöntemdir.

Son

Konferans tercümanlarının tecrübe ve tavsiyeleri doğrultusunda oluşturulan bu teknikler; geliştirici özelliklerinin yanı sıra günlük hayatta düzenli olarak uygulanabilir niteliktedir. Yeni bir dil öğrenirken, bir konuşmayı ezberlerken ya da hatırlamanız gereken bir şeyi dinlerken bu yöntemlerin size yardımcı olmasını umuyoruz.

 

Kaynak

Tags: